bugün

bir arka sokaklar klasiğidir afedersiniz.

ekibimizin istanbul'un bütün asayiş olaylarını çözmekten vakit buldukları zamanlarda yapmaktan en büyük zevk duyduğu aktivite hepimizin de bildiği üzere birbirleriyle taşşak geçmektir. gerek hüsnü'nün veletlerin ya da hanımının yediği naneler olsun gerek lale dedikleri keskin nişancıya takılmaları olsun gerekse mesudun hiç alakası olmayan biriyle ilgili yaptığı çiğ espriler olsun polisimizin yüzünü bir nebze olsun güldürürken tam o esnada rıza baba birden bütün heybetiyle belirip, evet aynen dediğim gibi 'belirip' "ne o çocuklar! keyfiniz yerinde bakıyorum" diyerek bir anda sigara dumanı gibi şen havayı dağıtıp ortamın amına kor... ve bu sahne hemen hemen her hafta yaşanır... ama öyle böyle değil her hafta..

yani şimdi burdan benim sadık bir arka sokaklar izleyicisi olduğum sonucuna varılmasın. alakası yok. e ben badıl sıtar galaktika olsun, efenime söyliyim truğ blat olsun bu tarz diziler izliyorum daha çok.
rıza babanın ciddiyetini gösteren bir klasiktir. ayrıca her soruştumanın başında 'burnuma pis kokular geliyor çocuklar' diyerek durumun vehametini anlamamıza yardımcı olur.
(bkz: hadi beyler kaynatmayı bırakın herkes iş başına)
rıza baba denen yavşagın orospu çocuklugudur. bu adam hiç tatmin olmayan amir tipinin sözlükteki karşılıgıdır. adamlar bi uçan kuşu tutup içeri atmazlar ama bu rıza pezevengi hiç tatmin olmaz, ama yakındır ekip bir gün organize olup, sırayla tatmin edecekler bu adamı.
rıza baba olmasa oradakilerin iş yapamayacağı istatistikler ile kanıtlanmış.
Ben buranın ağasıyım, sululuk istemem, kendinize gelin, toplanın . hadi devriyeye.