bugün

Peşrev Nargile her zamanki kılığıyla daldı içeri. Osmanlılığın simgesi olarak bir ayağında mes, Kuvvayı Milliyenin simgesi olarak öteki ayağında çizme vardı. Poturu, kırmızı kuşağı, yeleği Anadolu ile Rumeli eşrafının; yırtık mintan köylülüğün; frak ceketi Atatürkçülüğün; kasketi solculuğun; sırtındaki tirkeş ırkçılığın; sağ elindeki tespih Müslümanlığın; sol elindeki tenis raketi de Avrupalılığın simgeleriydi.

Peşrev Nargile ulusal kılığımızın böyle olması gerektiğine inanıyordu.

Ona göre milletvekilleri, senatörler, diplomatlar ve valiler her gün böyle giyinmeliydiler.

- Sabah sabah nerden çıktın sen, dedim.

Yüzü keyifsizdi:

- Rüşvet, komisyon, avanta, talan, haraç, vurgun, soygun, voli, gizli koli, yağcılık ve üç kağıtçılık üstüne soruşturma yapıyorum, dedi.

- E, ne oldu bir şeyler çıkarabildin mi?

- Büyük bir gerçekle karşılaştım. işe yanlış yerden başlamışız.

- Nasıl yanlış yerden?

- Dürüst, namuslu, haram yemez, tutarlı, sözüne sadık, sorumluluk bilincine varmış, insan olmayı başarmış, beleşe değer vermez, ipe un sermez kişilerin saptamasıyla işe başlasak hemen çözülecekmiş sorun. Çünkü böylesine azınlıkta olduğu çıktı ortaya...

- Öyleyse çoğunluk iradesine uygun olarak yürütülüyor siyaset... Kimseye kızmaya hakkımız yok...

- Bir bakıma doğru... Ne olursa, nerede olursa olsun, hemen yemekten yana köklü bir akım gelişmiş... Bu arada Fındıkçı Melahat gece yarısından sonra Kör Davut'la sevişmiş. Ama bu ülkeyi de kurtarmak gerek. Boşver un kurabiyesine gelsin gitsin yağlı börek. Biz bu vatanı sokakta bulmadık. iki şişe rakı içtik yine sarhoş olmadık. Soyguna dur diyeceğiz. Eski manitacılara, "Naa, aldın mı papazınkini, geçmişteki kleftecileri düşün düşün kudur" diyeceğiz. Bu vatan böyle kurtulacak. Deve Remzi hamama gelirse göbek taşına oturtulacak. Uçak uçar, şinanay; sabah akşam para say; yolunu bulmayanın nanay haline nanay... Hey yiğitlerin yiğidi, büyük hazinelerin demokratik kilidi, sen nereden geldin biliyor musun? Sen Altaylardan geldin. Tarihin duvarını mızrak gibi deldin. Vur, kır, parçala, yürüt... Düttürü düttürü düttürü düt...

- Ulan Peşrev kaçırdın mı keçileri ne oldu?

- Nah işte sende kafa, keçiyi koydun rafa... Ben yumurta severim, sahanda yahut rafa... Bu vatan nasıl kurtulacak biliyor musun? Ey Altaylardan gelen tosun... Suntaları hemen gemiye koyun... Ay uymuyor demeyin... Söyleyiverin Yahya'ya uysa da kosun, uymasa da kosun... Ulusu kim kurtaracak?.. Ve de demokrasi ne olacak?... Git işine ulan, elinin körü olacak... Bu gidişle Şaziye, Sarı Hasan'dan gebe kalacak... Bu vatanı kurtarmak için... Nereden geldiğimizi bilmeliyiz. Ağlayan anaların göz yaşlarını silmeliyiz... Ey bu toprakların altında yatan... Aldırmadan dünyaya, hep öyle yatadur... Sen de vatanın üstünde ister otur, ister ayakta dur... Bu vatan böyle kurtulur. Babamın adı Hıdır. Benim bildiğim budur...

- Yahu Peşrev, sen soruşturma yapayım derken, sinirlerini yordun galiba...

- Saçlarımı tararım, sinirimi yorarım... Parayı çalanları bilmem kime sorarım... Bu vatanı kurtarmak ve Anayasa ile demokrasiyi özgür olarak ve bir yolunu bularak, uçak alırken, enayi sürüsü yaya kalırken, milyon milyon, heeeyt anam be, ne komisyon... Biz nereden geldik? Onu aklından çıkar, hiç bir yere gitmiyoruz. Öyle geldik işte bir defa... Altaylardan geldik... Atalarımız Altaylıydı... Biz daha çok Feneri tutarız. Boş ver sen o züppeye... O her zaman Galatasaraylıydı... Bu vatanı kurtarmak için... E, yani kurtaramazsak ne olur? Sus ulan o zaman işsiz kalırız. işimiz kurtarmaktır... Neyi kurtaracağımızı bilelim. Vatan dururken kıçımızı kurtaracak değiliz ya... Vatanı kurtarmak ve demokrasiyle anayasa, özgürce, demokratik biçimde kalkınmak amacıyla... Altaylardan gelerek çok geniş bir soruşturma yapıyoruz... Uçaklar var ya uçaklar... Sorumluluklar, görevler, çağdaş haklar... Böyle pisliği bilmem hangi deterjan paklar... Biz nereden geldik? Kahraman Mehmet... Kahvede tavla oynamaya devam et... Büyükler her şeyi bilir... Atlar tepişirken eşekler ezilir... Vatan için... Her şey... Hey... Arslan kardeşim... Viktorya gribi olduk yükseliyor ateşim... Kalkınma giripten bile belli... Yerli değil. ingiliz... Sandığın kadar kör ve sağır değiliz... Komisyon başkanı bir seçilse... Eğer o Fakiye de, kızım demesine rağmen dul değilse, bileğimi keserim... Şimşek gibi çakar, rüzgar gibi eserim... Biz nereden geldikti yahu? Komşu unutma bunu, huuu... Altaylardan geldik. Biz de, siz de, Bekir efendiler de, hep Altaylardan... Bir Hafız ilyas işkodra'dan geldi... Gerisi hep Altay... Bu vatanı kurtarmak için...

- Peşrev, yeter kes...

- Kes desen de kesemem, küs desen de küsemem... Bir çok naneler yedim, ölsem bile kusamam... Bir soruşturmaya başladık... Pilici yağsız haşladık... Karagözün evini taşladık. Haydi, ben artık işime gidiyorum. O çıtı pıtı Müjgan var ya, ben ona bitiyorum. Bu vatanı kurtarmak için... Hoptiri, hoptiri, hoptiri... Hap deli, hop deli, hep deli... Sen bu işin sonu çıkar mı sanıyorsun? Zor çıkar, yazıyorum işte buraya, nah... Haydi bakalım bana eyvallah...

Ve geldiği gibi hışımla çekti gitti Peşrev Nargile...

çetin altan