bugün

1900'lü yılların başları; zamanın mücedditi bediüzzaman said nursi nin istanbul'a geldiği vakit, kaldığı şekerci hanında odasının kapısına yazdığı meşhur; "burda her suale cevap verilir soru sorulmaz" yazısını kıskanan mısır lı ünlü bir alim nasıl her suale cevap verir diye gider şekerci hanına.

osmanlı ile avrupa nın durumunu nasıl görürsünüz?
bediüzzaman: osmanlı avrupa'ya gebedir, avrupa osmanlı'ya o onu, o onu doğurmadan kıyamet kopmaz.
ben de öyle düşünüyordum. ama bu şekilde bir cevabı sizin gibi bir zat verebilirdi. diye över bediüzzaman hazretlerini.

malum durum ortada osmanlı avrupa yı doğurmuştur. onlardan bilim ve teknik alacağımız yerde, kötü alışkanlık ve adetlerini almışız.

avrupa ise buhrandadır. arayıştadır. bizim değerini bilmediğimiz islamı, onların arayıp bulmaları yakındır. görün bakın roman kibrit cuara dedi dersiniz. avrupa dan en yakın zamanda bir ülke müslüman olacaktır.
ne sapık bi ilişkidir lan bu.
yükselme dönemine kadar avrupa'nın osmanlı'ya gebe, duraklamadan yıkılmaya kadar geçen süre zarfında osmanlı'nın avrupa'ya gebe olduğu durumdur.
büyük bir düşünceyi veciz bir şekilde ifade eden bir söz olduğundan, büyük düşünceye sahip olmayanların kendi küçük düşünceleriyle yoruma kalkışıp rezil oldukları mükemmel bir inceliktir.
artık o devirler geride kalmıştır. artık ülkeleri krallar, padişahlar yönetmiyor. eskiden kral veya padişah hangi dini seçerse, üç aşağı beş yukarı halkı da ona uyardı. bu zamanda bir ülkenin topyekün müslüman olması çok zordur. çünkü artık kişiler din değiştirmektedir, devletler değil. artık devletlerin dini yok. o yüzden avrupa toplumunda bir ülkenin müslüman olması kişiler üzerinden gelip yerleşmeyle anca olur ki bu çok uzun bir süreç ister.