bugün

universite hayatinda onemli bir yere sahip degerli iliskidir.

hazirlayacagim proje icin hocamla dersin bitiminde konusmaya basladim. "api, kodek falan" dedim, "kendin yazarsan olur" dedi. amacim ogrenmekti, gelistirmekti kendimi. iyi o zaman "ben de kendimi gelistirir, ogrenirim, yaparim" dedim; sanki oglu sunnet olmus gibi tebessum etti. bi sevindi sanki, "lan bu cocuk beni seviyo" gibi hal takindi. mutlu oldum ben de tabi, o sevinince ben de sevindim. beraber karsilikli gulustuk ve sevindik. sonra gozlerimizi kilitledik biribirimize, agzimiz kulaklarimiza variyordu. ve tam o esnada ne oldugunu anlamadigim bir guc bizi yakinlastirdi. birbirimize kenetlenmistik. ben cantami yere attim, kitabimi firlattim. o da elindeki bilgisayari firlatti. bilgisayar parcalandi ama olsun, biz birbirimize sarilmistik. sarilmis, amfinin kosesine dogru yavas adimlarla yururken birden ayagi kaydi. parcalanan laptopun lcd sinin likitine basmis. "olsun" dedim, "askimizdan onemli mi ki?". "sevgilim" dedi ve dudaklarima sarildi. ateslice opusmeye basladik..

biz finale yaklasirken amfinin kapisinda, sinifi terketmek uzere olan iki kiz ogrenci de bize bakip memelerini ve kukularini sivazlamaya basladilar. sonra yanimiza gelebilmek icin izin istediler. ben basta vermek istemedim, ama hocam dayanamayip verdi. sonra memesini sivazlayan ve kukusunu sivazlatan kiz bana verdi. sinif cok sicak olmaya baslamisti. bana veren kizin kukusunu sivazlayan kiz da hocama izin verirken yanlislikla klimanin tuslarina dokunmustu. feci sicakti icerisi. oyle boyle degil yani, sakir sakir terliyorduk. iliskimizin adini o anda koyduk, "coktan terlemeli java"'ydi adi.

artik her dersin sonunda dordumuz beraber amfinin kosesindeki kirilan laptop parcalarinin ve ozellikle dagilan klavye tuslarinin uzerinde deliler gibi cokca terliyorduk.