o kadar cok sevmek ki dokunamamak

yumuşacık, pamuk gibi bir ten hayal edilir sevgilinin baldan öte tenine bakıldığında. güzel tadı taa öteden vurur aşığın tenine, yakar kavurur onu, hayal ettiği sıcaklığıyla. dokunmak ister, o kadar yumuşaktır ki o ten - çünkü onun yücelttiği sevgilinin tenidir o - hepsinden farklıdır, bal kokusu yayılır onunkinden. ama sevdiği dokunamaz; korkar. korkar canını yakmaktan. korkar tenini incitmekten; o tenin yumuşaklığını bozmaktan korkar.

pırıl pırıl saçları vardır sevgilinin. sözlerinin saçtığı ışıkta daha da parlak görünen uzun, pamuk gibi saçları... ama dokunursa tellerini kırmaktan korkar sevdiği, o saçların büyüsünü alt üst etmekten korkar; saçlarından yayılan mis kokuyu kendi pis kokusuyla bozmaktan titrercesine korkar...

pespembe dudakları vardır sevgilinin. kabarık, ışıl ışıl, sıcak dudakları vardır hayalinde sevenin. öpmek ister; öperek ruhuna akmak ister yücelttiği sevgilinin. ama kendi dudaklarının soğuğuyla o tatlı dudakları söndürmekten korkar sevdiği: onun ateş dolu bakışlarını eritmekten korkar.

zamanla dokunmadan yapamamaya geçen eylem.

yemede yanında yat modeli sevgi gösterisidir.

mal gibi asık olma sonrası uyuyan sevgiliyi izlemektir aşkıtır bir yerde.