Bir şehrin yıkık binalarına bakıp artık hiç gelmeyecek hatıraları özlemek ne zordur.
Ya da yaşadığın her şeyin bir daha yaşanmayacağını bilmek.
Söylesene fırsatın olduğunda en son ağız dolusu kime özlediğini söyledin?
Veya özlediğimizi söylediğimizde bitiyor mu bu hasret?
Olur olmadık zamanlarda özlüyoruz.
Geride kalanlar aniden karşımıza çıkıyor bir şarkıda ya da yolda rüzgarın esintisiyle gelen hoş bir kokuda.
Gelmeyecek birini özlemek, nasılsın dediklerinde iyi olmadığın halde iyiyim demek gibi bir şey.
Unutamıyoruz bizi unutanları...
Kendimizi özlemekle avutup, sadece hatırlamakla yetiniyoruz güzel hatıraları.