bugün

şeref, haysiyet, yani utanma duygusu.

ahlaki şeyler, erdem vs...

senin rabbine karşı utanman yoksa, başkası seni bu utanmazlıkla yargılayamaz.laf söyleyemez.
kimse, kimseyi şerefsiz görmüyorda, yaradan doğru yolu bulman için sana, yaptığının ne kadar yanlış olduğunu söylüyordur.
tabi sen içini kıyan bu sesi, karşına geçen her insanın yüzüne baktığında duyar ve bilmeden masum olanı itham edersin. adamın senin varlığından haberi yok be adam, kendi dünyasında, değerleriyle başbaşa, müslüman, allahın yarattığı kula, yaradanına hürmetinden, hürmetle bakar.
bir kere 'allah katında üstünlük, yalnız takva iledir.' hadisinin ne manaya geldiğini bile bilmeyip insanları dinine, diline, ırkına, cemiyetine, rengine bakıp aşağılamaktır.

ateistler, kendilerince bir yol seçmişler. kendince düşünceleriyle tanrının olmadığını kabullenmişler. bu pek tabii bi olay. şahsen dürüst ve onurlu bi ateisti şerefsizin önde gideni puşt bi müslümana yeğlerim. (ki hakikaten müslümansa bu sıfatların hiçbiri üstünde olmamalı zaten ki o ayrı dava.)
ama iş, taraflar birbirine hakaret etmeye geldiğinde durum değişir kesinlikle. isteyen istediğine inanmakta özgürdür fakat kimse kimseyi inanamamazlıkla veya inanmasıyla suçlayamaz. iki taraf da kendince doğru olan savlarını ortaya koyar, dost meclisinde tartışılır bunlar. ama kendini islam mücahidi diye adlandıran pezevenkler ateistlere laf atıp (güya ters motivasyon) onları dine kazandırmaya çalıştıkça karşı taraf daha bi savunmaya geçmekte.

hayatta böyle pezevenkler bulunduğu müddetçe ateist arkadaşlarımız bu tip olaylara sürekli maruz kalacaklar. halkın fikri değişmedikçe, olaylara geniş açıdan bakmadıkça bu böyle devam edicektir. asıl mevzu, zihinleri değiştirmekte.