bugün

Mutlu olmaya çalışırken bunu başaramayıp teslim olma durumu.
' mutsuzluğumla ben, mutluyuz ' diye bir sözü hatırlattı bana.
Nasıl bişey harbi bu? Tamam çok ağır şeyler yaşanmış olabilir. Mutsuzluktan ölecekmişcesine hissedebilirsin bi dönem. Ama bu bi ömür sürmez ya. Hayat devam ediyor. Yaşadığın o şeyin mutsuzluğunu hatırlarsın bir süre sonra. Onun mutsuzluğunu taşıyamazsın ki sürekli.
Mutsuzluğa alışmanın gerekmesi için, aileni arkadaşlarını sevdiğini herşeyi kaybetmen ve hayatına kimsenin girmek istemiyo olması gerekir. Mutlu olacak sebebinin olmaması gerekir. Kaç insan vardır ki böyle?

Hayat kimseyi mutsuz eden şeyden ibaret değil. Zaman hızla ilerliyor.
Ulan röntgende ciğerim çıkmıyo bana mutsuzluktan bahsetmeyin.
Tekrar mutluluk hissine nail olmaya başladığınızda,onu bir kez daha kaybetmemek adına en çetin savaşları vereceğinizin müjdesidir. Zira dizlerinin üzerinde yaşayanlar,ayağa kalktıkları en güçlü top mermilerinin bile sarsamayacağı birer sur olma yetisine kavuşurlar.
Mutsuzlukla mutlu olduğunu gördüğünde durum vahimdir çünkü ruh sağlığını kaybetmişsin demektir.
bir nevi yalnızlığa ve parasızlığa alışmaktır. bir ona alışmayı beceremedim uzun zamandır mutsuzum ama alışamıyorum.
çaresizliğin bir çeşididir.
Mutsuzluğa alışılır da sensizlik çok acı.
bir yaşam biçimidir.
beşiktaş taraftarlarının üzerine tez yazabileceği olgu.
ilk zamanlar bir bunalım hali. alıştığı zaman insan mutlu olacağını hissedince kendisi bunu mutsuzluğa çeviriyor bir şekilde yalnız.
acısa da öldürmez, alışılır.
"Susarak katlanıyoruz her mutsuzluğa."
*
Mutsuzluk olmasa, mutlulukta olmazdı. Ya da, belkide, mutluluk olmasa mutsuzluk olmazdı. Kimisi, mutlu olarak mutlu olacağını zanneder. Kimiside mutsuzluğun ona mutluluk verdiğini söyleyebilir. Hangisi haklıdır? acaba, gerçekten mutlu olan mutlu olanmıdır. yoksa mutsuz olanmı? Belkide hayat ikiside değildir. Belkide hayat daha farklı birşeyi aramanın doğru kabul edildiği yerdir.
çoğu alışkanlık gibi tehlikelidir. mutluluğun anlık olduğunu fark eder önce, mutlu olacağı şeylerden mahrum kala kala o birkaç an da uzaklaşır hayatından. mutsuzluktan dertlenmemeye başlar sonra. yazması kısa sürse de bu şartların oluşması bir o kadar uzundur. iki gün hayatı sevmemekle olan bir durum değil yani. bu durumu kendi isteğiyle yaşayanlara; ya da yaşamak zorunda bırakılanlara sabır sabır sabır...
mutlu olduğunun farkına bile varamayan insandır. O kadar çok alışmıştır ki mutsuzluğa onu mutlu edicek şey'lerin farkına bile varamaz.
(bkz: galatasaray taraftari)
mutluluğun sadece peşinden koşulacak birşey olduğunu anlamaktır...

öyle ya hayatın size attığı her golden sonra umut edersiniz maçı kazanmaya...belki sizi gaza getirmek içindir bunlar , daha hırslı oynamanız içindir..

ama ya hayata 5-0 yenik başladıysanız ...

işte bu yeniklik psikolojisidir , belki 3-5 gün sonra geçer ; ama doğruya siz umudunuzu yitirmişsinizdir...
artık mutsuzlugun getirdiği o acıları sevmektir.
hayatın attığı tekmelere bağışıklık kazanmaktır.
mutsuzluğun ne olduğunu bilmemektir bir süre sonra. hep aynı duyguyla yaşanıldığı için farklılık teşkil etmez garip gelmez insana mutsuzluk. bu duygular içindeyken en çok acı veren şey mutluluktur. ağlamadan uyuyamaz insan, sigara içemeden rahatlayamaz, ona mutsuzluk veren şeylerden nefret eder, kaçar, kendini duygularını bastırır. sürekli gitme hissi içinde olmaktır mutsuzluğa alışmak. diğer bir adıyla bir daha asla dönmeyecek sevgiliye umut bağlamaktır mutsuzluğa alışmak.
hayatını mutsuzluluğunla birlikte bir bütün olarak kabullenmek.