bugün

3 ekim 2009 beşiktaş - denizlispor maçında formsuz nobre'yi inatla oynatan teknik traktör .

bir bu adamın bir de christoph daum'un heralde bir bildiği vardır demekten bıktım . yaw adam formusuz formsuz! be kardeşim sahada dökülüyor çıkarsana bobo - nihat yedekde bekliyor . daum inatla güiza ve andre santos'u oynatıyor . kes bu adamları bir maç , çıkar oyundan , yedek çıkar maça bir kerede . bak bakalım akıllanıyorlar mı ? mental bir sorunlarımı var . inadım inat götüm iki kanat tarzı teknik adamlık mı olur yaw ?
Futbolu yalnızca televizyondan takip etmesini dilediğim teknik adam..Neden zorlarlar anlamıyorum ki!!!
10 ekim 2009 belçika türkiye maçı sonrasında "Türk futboluna böyle başarılar kazandırmış Fatih Terim'e yapılan bu durum son derece ayıptır" şeklinde açıklama yapan teknik direktördür.

yok yıldırım demirören'e yumurta atılmış ayıp, yok beşiktaş istifa demiş ayıp, yok o futbolcu ıslıklanmış ayıp, aman fatih terim'e bişi deme ayıp.

göte sürülecek aklı olmayan bu yavşak yalaka pezevenklere soruyorum; "ulan başarılı olduğunuzda sizleri sırtımızda taşımadık mı?", "adınıza marşlar yapmadık mı?", "o marşları 40 bin-50 bin kişi bir olup söylemedik mi?", "kendi harçlığından zar zor ayırarak maça gelen onbinlerce taraftar varken, trilyonlarca parayı götüren sizlere bu paralar helali hoş olsun demedik mi?"....

bırakın dünyayı tüm galakside harcama yapacak parayı kazanıyorsunuz, en güzel arabalar da seyahat edip, en güzel yemekleri yiyip en güzel evlerde kalıyorsunuz. sizden beklenilen sadece sahada formanızın, bayrağınızın, arkanızdaki milyonlarca yurttaşınızın ve taraftarınızın, bunları hiçbiri olmadıysa ulan şerefsizler aldığınız paranızın hakkını vermeniz. bunların hiçbirini yapma, her zaman sizlerin yanınızda olan bizler "gak" desek "aman ayıp", "guk" desek "canım ayıp".

sen kupayı, turu ya da maçı kaybettiğin için düşmedi yere yüzümüz, o kutsal formayı soktuğunuz durumadır tepkimiz.

peki bu ayıp değil mi sayın mustafa denizli...

(bkz: bu da mı gol değil hakim bey)
10 kasım 1949'da yani Atatürk'ün ölüm yıldönümünde doğduğu için adı mustafa konan, "büyük mustafa" lakaplı efsane futbolcu, büyük hoca. Orta sahadan öteye geçmenin başarı olarak değerlendirildiği dönemin türk futbolu'nda "hücum futbolu diye de bir şey var" diyerek çığır açan ve yıllardır süregelen bir zihniyetin değişmesinde önemli rol oynayan bir devrimci. Destan yazmakta olduğu Alemania Aachen'den sevdiği kadın uğruna bir dakika içinde vazgeçebilen bir romantik ve hangi takımı çalıştırırsa çalıştırsın tuttuğu takımı (Beşiktaş) gizlemeyecek kadar dürüst ve dobra bir insan. Paraya ve başarıya bu kadar doymuşken tüm kariyerini ve geçmişini riske ederek bir göreve soyunmuş ve bu uğurda var gücü ile çalışmakta olan türk futbol tarihi'nin en başarılı iki hocasının yaşça büyük olanı.
umarım bu gece 21 ekim 2009 vfl wolfsburg beşiktaş maçı sonucunda şampiyonlar liginde ki ilk puan ya da puanlarını alacaktır.

not: galatasaraylıyım.
sıfırcı mustafa olarak bilinir futbol kamuoyunda. özellikle şampiyonlar liginde çok cimridir.
moralinin çok bozuk olduğu gözlenen hocadır, tabii bozulur taç kullanmayı bilmeyen adamlarda şampiyonlar ligi maçına çıkıyorsun, adamın biri altı pastan topu dağlara vuruyor.

ne diyim üzme kendini mustafa hoca seviyoruz seni.
star tv'nin rezilliğine rezillik kattığı adam.
artık, istifa etmiyorsa fulya'ya girmesi yasaklanmalı bu adamın! adam kimbilir nasıl sevindi bir puan aldım diye. 3 puan alacakken takıma korkak futbol oynatmanın mantığında ne yatıyor? yenilirsin, çok defa yenilirsin ama korkak futbol oynatamazsın mustafa denizli.
nasil oluyor da oynanan bu oyundan sonra inönü'deki wolfsburg ve cska maclarini garanti 3 puan alinacak maclar olarak gördügünü anlayamadigim adam. evet sampiyonlar ligi, evet deplasmanda 1 puan önemli ama allah askina bjk futbol olarak sahaya ne koyuyor da "biz icerde nasilsa bunlara kesin cakariz" havasi yaratabiliyor. baskasini bilmem ama ben anlamakta zorluk cekiyorum. anlayan birisi de bana yardimci olabilirse sevinirim.
0-0 biten 21 ekim 2009 vfl wolfsburg beşiktaş maçı da göstermiştir ki büyük düşünen, cesur ve yürekli bir hoca değildir.

rakip 10 kişi kalmasa belki 1 puan için eh işte denebilirdi ama ilk iki maçında sıfır çekmiş bir takım, 20 dakika 10 kişi oynayan ve kondisyonu iyice düşmüş, beraberliğe razı rakibine nasıl gol atamaz?

boktan medyam ağız birliği etmiş " almanya'da kurtları elimizden kaçırdık da, yok efendim 1 puan büyük başarı da..bilmem ne. sanki kasımpaşa almanya deplasmanında 1 puan almış.

bu şartlarda 1 puanın nesi başarı allah aşkına?

allahın rubin kazan'ı uzay takımı barcelona'yı çetır çatır top oynayıp nou camp'ın çimlerine gömmüş, sen hala 1 puanı kutla...takım 2'de 0 yapmışken 3.maçta 1 puanın nesi başarı? istanbul'daki 2 maçtan 6 puan nasıl cepte?

o bomboş bıraktığın dzekonun kafa toplarının istanbulda'da auta çıkacağının garantisi mi var?

rakip 10 kişi kalmış, takımın 2'de 0 yapmış, bir 3 puan büyük ihtimal grup 2.liği, en kötü 3.lüğü getirecek ve bu takıma hücüm emri vermiyorsun, orta alanı derleyip toparlayacak tabata son dakikalara doğru lüften giriyor.

hocanın kafasında tek düşünce var : "dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmamak " yani 1 puan cepteyken salla 3 puanı.

böyle korkalık var mıdır? bu beşiktaş ruhuna ihanettir arkadaşım. böyle büyük takım olunmaz. böyle hocalık da olmaz.

bu yüzden hep 2. sınıf hocasın denizli, hep de 2. sınıf hoca olarak kalacaksın.

keşke yaz başında çeşme'deki tatilinize kıymasaydınız, kendinize de bize de yazık ettiniz.

alın o 1 puanı...... turşusunu kurun.
24 ekim 2009 eskişehirspor beşiktaş maçında varyasyonlarına devam edip az daha beraberliği kurtaracak olan adam. ama ne yazık ki amacına ulaşamadı ve beşiktaş galip geldi.

beşiktaş'ı sahaya şu 11'le sürdü: rüştü/ekrem-kaş-toraman-üzülmez/fink-tabata-tello-uğur/nihat-bobo

uğur inceman toplasan beşiktaş'ta 15 kez ilk 11 başlamamıştır. ki bu maçta da nasıl oynadığını hep birlikte gördük. mükemmel varyasyon 46. dakikada geldi. hücuma yönelik 4 oyuncudan tabata çıkıp yerine normalde defansif bir adam olan erhan güven girdi. tello zaten iyi değil. kısacası forvetleri pozisyona sokacak olan adam oyundan alındı. neden? yorgunluk bahane değil. olamaz. ki zaten golü de defansif ekrem attı. forvetler armut toplayınca...

beşiktaş beleşten haneye yazılan 3 golü çıkardığımızda 10. maçta 7. golünü attı. peki futbol ne amaçlar oynanıyor? sorusunu sayın mustafa denizli'ye ben sormak istiyorum! 10 maçta 7 gol nedir? 'takım 2010-2011 sezonu için hazırlık maçları oynuyor.' derseniz inanırım. başka da bir açıklaması olamaz herhalde.

bu akşam eskişehir maçında atılan şans eseri gol kendisinin ocak ayında beşiktaş'ı terk edeceğinin işaretidir. lütfen git mustafa denizli. zaten yıldırım demirören'le birlikte gideceksiniz, bari gidene kadar beşiktaş'a gol atmayı unutturmayın!
geçen sezon ertuğrul sağlamın oluşturduğu düzen,kurmuş olduğu sistem sonrası takımın başına gelerek şampiyon yapan,istikrarı olmayan kendini atranör sanan bir adam.

ama kim ne derse desin gerçek ortada. bir tarafta yeni takımıyla ligde fırtına gibi esen ertuğrul sağlam,diğer tarafta avrupa da da ligde de işini şansa bırakan her an gönderilmesi gündemde olan mustafa denizli....
bir takım nasıl kötü yönetilebilir sorusuna her maçta aynı korkak oyunuyla cevap veren adam. birisi artık durdursun.
ilk şampiyonlar ligi tecrübesinde, fenerbahçe ile 0 çekmişti. şu an beşiktaşla ikinci defa şampiyonlar ligine gitmiş bulunmaktadır ve henüz 1 puan alabilmiştir. daha da puan alamaz gibi görünüyor. yani düz mantıkla bir hesap yaparsak; mustafa denizli'nin, şampiyonlar ligine katılıp ta gruptan çıkması için, en az 7-8 defa daha şampiyonlar ligine gitmesi gerekiyor.
neredeyse dzeko bizde neden oynamıyor diye federasyonu suçlayacak kişi.
akla ziyan taktiklerle beşiktaş'ın şampiyonlar liginde başarılı olamamasına sebep olmuş teknik direktör.
ligde çıktığı 10 maçta 8 gol atabilen, avrupa'da yokları oynayan bir takım yaratan adam. ilk 11 hala belli değil, en koyu beşiktaş taraftarı sabit bir beşiktaş 11'i sayamaz. forvetler kanat oyuncusuna dönüştü. sonuç şu: beşiktaş'ın 2 gol atabilen oyuncusu yok. ligde 10 maç oldu. resmi sitedeki çifte kupalı şampiyonun yerinde yeller esiyor.

beşiktaş'ı mahvetmek için ligde son 6 haftasını oynayan adam. sanırım devre arasında gider. umarım yani. iyi geceler! iyi uykular, uyuyabilirseniz!
3 kasım 2009 wolfsburg beşiktaş maçı sonrası, 'bireysel yeteneklerimizi sahaya yansıtamadık' şeklinde bir açıklama
yapmıştır. hocam hangi bireysel yeteneklerden bahsediyorsunuz?
inadın sözlükteki karşılığı.
30 yaşındayım. bu adamı derwalli yıllarından beri hatırlarım. almanya macerası, kocaelispor dönemi, milli takım günleri ve tabi ki fenerbahçe günleri. kocaelispor'u saymazsak hep iddialı takımlardaydı. bir sürü de şampiyonluklar, başarılar... kariyerine söyleyecek laf pek yok. türkiye'de hala hoca denince fatih terimle birlikte akla gelen iki isimden beri. buraya kadar eyvallah. ama bu adamda bir büyük hocada olması gereken en büyük özelliklerden biri yok. hatadan dönmek...
hiç bir şekilde hata yaptığını kabul etmez. bi şeye inandıysa körün değneği bellediği gibi dibine kadar gider. ta ki kovulana kadar.
beşiktaş'a geldiği zaman aslında sevinmiştim takım için. bizi şampiyon yapacağını da biliyordum. zaten öyle de oldu. bu sene içinde bizi bu hallere düşüreceğini biliyordum. üzülerek de söylüyorum ki, daha bunlar iyi günlerimiz.
futbol uleması yahut dahi falan değilim. hani derler ya çarşambanın gelişi ( belki de perşembenin tam emin değilim. ) işte aynen o hesap.
geçen sene yaptığı hatalardan dönmeyeceğini, kovulana kadar da ısrar edeceğini tahmin etmek o kadar zor değil.şimdi;
1. bu takımın 4-3-3 oynayamacağını zira barcelona olmadığımızı mustafa hocaya anlatamazsınız. o ısrarla bobo'yu sol açık oynatacaktır.
2. serdar özkan'ın 2.lig de bile gol atmasının mucize olduğunu, 1 senedir 50 küsur maçta takım için tek bir hayırlı hamlesinin olmadığını ve olamayacağını anlatamazsınız. o ısrarla onu oynatacak. günün birinde gol attığı bir maçtan sonra gördünüz mü, ben boşuna ısrar etmiyomuşum demek ki demeyi dünyalara değişmeyecektir.
3. takımın orta sahasının muhallebi gibi olduğunu, biraz pas yapan, azcık sert her takıma yenilmeye mahkum olduğunu anlatamazsın. o tabata'da ısrar etmeye devam edecektir.
4. ferrari gibi bi adamın yanına öyle 3-5 milyon avrolara değil çok daha azına alınacak bir adamla bu takımın neler yapabileceğini anlatamazsınız. o sivokla devam eder yoluna.
5. bobo ve nobre'nin artık son kullanma tarihlerinin geçtiğini, 11 maçta 8 gol atabildiğimizi bunun düpedüz kepazelik olduğunu anlatamazsınız. sorarsanız size şansızlık der, sakatlık der, yarak kürek der afedersiniz. ( hiç olmazsa şu batuhan'ı hazırlasaydın. koca devre bitiyo bu adam hala nasıl hazır olmaz. ama o inadın, o egon izin verirmi??? )
inanın böyle daha 10 tane sayarım. ama o kadar uzun entrye gerek yok.
şimdi; eminim laflar hazırlamıştır mustafa hocam. takımın nasıl düzeleceğinden, güzel günler göreceğimizden falan da bahsedecektir. ben fener maçını bekliyorum. serdar özkanlı,yusuf'lu ve de tabata'lı orta sahayla fenerin karşısına çıkacağı o maçtan sonra götüne tekmeyi yiyecektir. eminim buna. o zamana kadar da bu adamın yüzünü dahi görmek istemiyorum. her ay bilmem kaç lira verdiğim lig tv'yi bile kumandadan sileceğim 2 haftalığına zira sinirden kendimi sikmekten korkuyorum.
Yıldırım Demiören'in gitmesini sağlayabilirse, Beşiktaş'a bu sene ilk defa faydası dokunacaktır. Türkiye'de en başarılı 2 türk teknik direktörden birisi olması (???), Türk futbolunun seviyesini gösterir.
kendisi yeni nesil türk teknik direktör adayları için büyük bir şanstır.
beşiktaş'ın başında bu sezonki oyuncu ve sistem tercihleri, maç içerisinde taktik değiştirme, rotasyon, oyuncu transferleri, ilk 11 istikrarı gibi konular ayrıntılı incelenerek " nasıl kötü teknik direktör olunur " sorunsalı aşılabilir.
beşiktaş fenerbahçe maçından sonra istifasını beşiktaş yönetimine sunacak olan kişi.
gruptan çıkmak için 7 puan yeter diyen hoca. bence sen git yeter.
"Yıldırım Demirören le birlikte istifa etmiş beşiktaşın eski teknik direktörü" entrysini her Besiktaslı gibi benim de görmeyi arzu etmemi sağlayan insan.