bugün

kadınlardan tırsılması gerektiğini anlamak için bir dizi seyredilecek kadar zaman geçmişse, geç kalınmış eylemdir, o kadın senin herşeyini almıştır zaten.
bu diziyi izleyip kadınlardan korkmak(?) iyi olurdu ama tutmaz bu düşünce şekli. kısa bir günümüze uyarlama yapalım.

oyuncular: orta yakışıklılık da bir erkek
çok değil üç tane birbirinden güzel hatun kişi
görümce rolü üstlenmiş olmasından mütevellid abisini tüm dişi nesilden kıskanan bir adet kız kardeş ve yeğenine aşırı düşkün bir hala ya da teyze...

hatunların bu durumundan haberdar olan erkek şişirilmiş popolaritesi ile (yazım yanlışı yok popolarite evet) kızlarn her birinden günlük besin ihtiyacını karşılayacaktır. her naneye karışan kız kardeşini günde üç posta tokatlayacak teyzesine e genciz teyze evlenene kadar hayat benim, şimdi yapmayım da evlenince gözüm dışarıda mı olsun şeklinde ikna edici(?) sözler kullanacaktır. sonra da gidip futboluna, playstationuna, bilgisayarına ve arabasına bakacak, onların üstüne titreyecektir.

tıpkı kanuni gibi...
hatunlar ortalığı kan gölüne çeviriyor, adam viyana kapılarında cenk peşinde. demek ki neymiş sözlük, erkek her devir de erkek...

muhteşem yüzyıldaki hatunlar gibi çaçaron bi hatun olayım da erkeğim beni el üstünde tutsun derken, erkek şirretinizden kaçar da viyana kapılarına dayanıverir ruhunuz duymaz... aman diyeyim... aman.

edit: çok eksi yedim senaryoyu değiştiriyorum sözlük. kısa ve öz olacak bu sefer... bu çaçaron hatunların şiretinden daralan erkek, hepsine rest çekecek, gözlerden uzak bir köşe de yeni sevdiceği ile mutlu mesut hayatına devam edecektir. tanım kısmında da yazıldığı gibi erkek beyni kaosu kaldırmaz. ya kaçar ya da kaçar öyle ortamlardan.