bugün

bir geleneğin devamı(ymış), ne istediğini bilmemek(miş) ve bazen de düşünmeden yaşamanın yollarını aramak(mış).

Ölmek için hiç fark etmemiş olmak gerekmiş, neyin ne olduğunu…

Ölmek, ya batmak, ya çıkmakmış, karanlık ya da aydınlıkmış…

Ölmek, öööyle sessiz, düşüncesiz, kimsesiz kalmanın verdiği dayanılmazlıkmış…

Ölmek, ukalalığın verdiği sınırsız yetkiyi hor kullanmanın en son noktasıymış, ötesi var mıymış, yok mu… ymuş!

Ölmek, bir başlangıcın varlığını kabul etmekten öte, kendini inkâra teşebbüsmüş…

Ölmek, bir Türkü filmi değilmiş belki ama, basitliğin kaynama noktasıymış…

Ölmek, yitiiiip gitmekmiş, diğer taraftan olmamasının eksikliğini hissetmekiş…

Ölmek, öyle bir şeymiş ki, hayat falan durakmış, asıl otobüsmüş, ölümmüş, araçmış, amaç falan yalanmış…

Ölmek, tadının damağında kalmasıymış…

Ölmek, yüzde elli joker hakkıymış; varlık ya da yoklukmuş…

Ölmek, hayvanlardan hiçbir farkımız olmadığını bir kere daha anlamamızı sağlarmış…

Ölmek, mmm, sanırım ve galiba, ruletmiş, merakın had safhalarda oluşuymuş…
*
güncel Önemli Başlıklar