bugün

şüphesiz ki o, türkiye cumhuriyeti devleti'nin başbakanı, yüce hünkarı recep tayyip erdoğan han hazretlerinden başkası değildir.

o ki, dönemin adalet bakanı ile yaptığı konuşmayı doğrularak, yargıya müdahaleyi doğal olarak görür. aydın doğan'ın ceza alması için bastırır, mahkeme gününü bile merak eder, hakimin alevi olmasıyla üzülür. ama milleti için yapar bunları.

o ki, sonuçlanmış bir ihaleye kendisine yakın bir işadamının girmesi için, ihalenin iptal edilmesini sanki normalmiş gibi anlatır ve milletine 200 milyon dolar kazandırdığını söyler en ufak bir utanma emaresi bile göstermeden.

eğer bunlar normal bir ülke olsaydık, bunlardan bir tanesi için bile yüce divan'da yargılanırdı başbakan. ama burası normal bir ülke olmadığından mütevellit, bırakın yüce divan'ı, bu ses kayıtlarında mağduriyet yaratılıyor.

peki akp seçmeni pardon rte seçmeni? bu fecaat ses kayıtlarına bırakın inanmayı, bize bu ses kayıtlarına "neden itibar etmememiz, neden inanmamamız gerektiğini" anlatıyorlar. daha neyi bekliyorlar merak ediyorum. eve hırsız girdiği için evdeki cinayeti görmememiz gerekiyormuş.

sahi mesut yılmaz ihaleye fesat karıştırmaktan gitmedi mi yüce divan'a? yamulmuyorsam akpli vekillerin katkılarıyla olmuştu.