bugün

brezilyalı merhum yazar machado de assis'in türkçeye çevrilen ilk romanı.kendisini seven kadını umursamayan, sevdiği kadının da kendisini umursamadığı bir adamın,-ilk bakışta öyle görünse de- basit bir acılı aşk hikayesiyle alakası olmayan, konu itibariyle biraz acıtıcı,üslup itibariyle mizahi, gerçeküstü bir eser.

tsk'nın herhangi bir kütüphanesinin tozsuz raflarında -biraz da şaşırtıcı derecede -yerini alıp bir sonraki geçici sahibini iştahla bekleyen bu kitabın, işte o geçici sahibini kandırması hiç de zor olmadı.kamuflajlar içinde şafak sayan o vatanbekçisinin şu sözlerle yoldan çıkması işten bile değildi:

"etimi kemiren ilk kurda ithaf ediyorum"

artık başka bir tali yoldaydım.ve o yol nereye gider bir fikrim yoktu.kendimi içtimalarda -kitap okuyor- diye düşürtmek istedimse de yutturamadım.yine de bi yolunu bulup arazi mafyasıyla ilişkileri kuvvetlendirdim.kitap okundu.bitti.

(...)

iyi kitaptı.ancak böyle önsöz cümlesine ve vurucu isme sahip kitaptan beklentim,ister istemez daha fazlaydı.daha yer-altı bir şeydi.daha derinlemesine, depresiflemesine''' bir şeydi belki.ama pişman da olmadım o kitabın 1 haftalık geçici sahibi olduğuma.sonra götürdüm efendi efendi kütüphaneye teslim ettim.er-erbaş yahut komutan,yeni geçici sahibini bekleyen bir kitaptı o artık.benden sonra kaç kişinin ellerinde yer buldu,kaç çift gözle temas etti,kaç kişinin koynuna girdi düşünmedim.zira çok şükür manyak değildim.