bugün

meclise gitmemek bir karardır. onaylamasak da saygı duyarız. ancak madem çalışmayacaklar, maaşlarını da almamalarını bekliyoruz.

(biz ülkeyi krize sokmak için çalışıyoruz da diyebilirler. öyle ise maaşlarını abd'den israil'den alıyorlardır zaten.)
cumhuriyet, halktan aldığı yetkiyle üstlenmiş olduğu sorumluluğu meclisin dışında bir siyasetle üstlenme yolu değildir.
kimlerin bu ülkenin hayrına çalıştığı/çalışmadığı meclisi sabote etmeye çalışarak kendileri tarafından alenen göz önüne serilmiş vekillerdir.

adamlar resmen yargıya müdahalede bulunun diyor. işlerine gelince "yargı bağımsızlığı" işlerine gelmeyince "biz bu kararı beğenmedik, değiştirilsin."

son çırpınışları bunlar.

maaşları alırlarsa da zehir zıkkım olsun.

edit: fimla.
aldığı oyların hakkını vermek için meclise gitmek istemeyen istifa eder gider. istediğimiz olmazsa yemin etmeyiz, meclisi bloke etmeye çalışırız gibi tehditvari söylemlerle yargıyı terör davaları konusunda etkilemeye çalışan, başbakanı açıkça yargıya müdahaleye davet eden şahısların demokratik bir mecliste yeri olmamalı zaten.
güzel ülkemizin önünü kesenlere yuh olsun, yazıklar olsun, beter olurlar ne diyeyim diyecek başka söz bulamıyorum, aslında buluyorum ama terbiyem müsade etmiyor.
kokuşmuş demokrasi ne zaman doğru düzgün bir şey olduki.