bugün

''iki gün önce, şiddeti tartıştığımız gün, anlatmakta kelimelerin kifayetsiz kaldığı Condoleezza Rice, bir ABD yetkilisi, Gazzede olup bitenlerin vahşi doğalarından ötürü Filistinlilerin hatası olduğunu beyan etti.

Dünyayı çapraz kesen yeraltı nehirleri kendi coğrafyalarını değiştirebilir ancak aynı şarkıyı söylerler.

Ve şuan bizim duyduğumuz, savaşın ve acının şarkısı.

Buradan çok uzakta değil, Gazze adında bir yerde, Ortadoğuda, tam burada bizim yanı başımızda, israil hükümetinin ağır eğitimli ve silahlı ordusu ölüm ve yıkım yürüyüşüne devam ediyor.

Attığı adımlar klasik bir askeri işgal savaşının adımları: Öncelikle ;stratejik askeri noktaları (askeri kılavuzların söylediği şekliyle) yok etmek amaçlı yoğun bir toplu bombalama ve direniş güçlerini zayıflatmak sonra istihbarat üzerinde sıkı bir kontrol: Dış dünyada operasyon alanının dışı, görülen ve duyulan her şey askeri kriterlerle seçilmelidir; şimdi de taburların yeni mevzilere ilerlemesi için düşman askerlerinin üzerine yoğun top atışı; sonra da düşmanın garnizonunu zayıflatmak için bir kuşatma olacak; sonrasında da mevzi işgal eden ve düşmanı yok eden saldırı, ve muhtemel direniş yuvalarının temizlenmesi.

Modern savaşın askeri kitapçığı, birkaç varyasyon ve eklemeyle adım adım istilacı askeri güçler tarafından takip ediliyor.

Bunun hakkında çok şey bilmiyoruz ve Ortadoğuda çatışma diye adlandırılan konu hakkında şüphe yok ki uzmanlar var, ancak dünyanın bu köşesinden bizim de söyleyeceğimiz bir şey var:

Haberlerdeki fotoğraflara göre israil hükümetinin hava güçlerince imha edilen stratejik noktalar; evler, kulübeler, sivil binalardır. Yıkıntıların ortasında tek bir sığınak, kışla, askeri havaalanı ya da bombardıman silahı görmüyoruz. Yani -ve lütfen cahilliğimizi bağışlayın- bize göre ya uçakların silahlarının kötü amaçları var ya da Gazzede öyle stratejik noktalar yok.

Hiçbir zaman Filistini ziyaret etme onuruna sahip olmadık ancak insanların, erkeklerin, kadınların, çocukların ve yaşlıların -askerlerin değil- evlerde, kulübelerde ve binalarda yaşadıklarını varsayıyoruz.

Henüz direnişin takviye kuvvetlerini de görmedik, sadece yıkıntılar.

Ancak istihbarat kuşatmasının nafile çabalarını gördük ve işgali görmezden gelmekle alkışlamak arasında karar vermeye çalışan dünya hükümetlerini ve epey zamandır bir işe yaramayan, dışarıya ılımlı basın açıklamaları gönderen Birleşmiş Milletleri.

Ancak bekleyin. Birden aklımıza geldi belki de israil hükümetine göre bu erkekler, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar düşman askerleri; ve böylece ikamet ettikleri kulübeler, evler ve binalar da yok edilmesi gereken kışlalardır.

Yani şüphe yok ki bu sabah Gazzeye yağan kurşun yağmuru, israil birliklerinin ilerleyişini bu erkekler, kadınlar, çocuklar ve yaşlılardan korumak içindi.

Ve bütün Gazzeye yayılan kuşatma ile zayıflatmak istedikleri düşman garnizonu orada yaşayan Filistin nüfusunun ta kendisi. Saldırıları bu nüfusu imha etmeye çalışacak. Ve bu kanlı geçeceği kolaylıkla tahmin edilebilir saldırıdan kaçmayı ya da saklanmayı başaran herhangi bir erkek, kadın, çocuk ya da yaşlı daha sonra avlanacak, böylece temizlik tamamlanacak ve operasyonları yöneten komutanlar da kendi efendilerine rapor verebilecekler: Görevi tamamladık.

Cahilliğimizi tekrar bağışlayın, belki de söylediğimiz asıl mevzunun dışındadır. Ve devam eden suçu mahkum etmek yerine, biz yerliler ve savaşçılar olarak, olup bitenin siyonizm mi antisemitizm mi olduğunu, ya da bunu başlatanın Hamasın bombaları olup olmadığını tartışıyor olmamız ve bu tartışmaların içinde bir konum almamız gerekiyor.

Belki bizim düşüncemiz çok basit ve analizler için çok gerekli olan nüansları ve dipnotları kaçırıyoruz, ancak Zapatistalar için bu durum profesyonel bir ordunun savunmasız bir nüfusu katletmesi gibi görünüyor.

Ezilenlerden ve soldan kim buna sessiz kalabilir?

Bir şeyler söylemek işe yarar mı? Bizim ağlayışlarımız bir bombayı dahi durdurur mu? Bizim sözümüz bir tek Filistinlinin dahi yaşamını kurtarır mı?

Evet, bize göre bu işe yarar. Belki bir bombayı durduramayız ve sözümüz böylelikle fişeğinin üzerine IMI ya da Israeli Military Industry (israil Askeri Endüstrisi) harfleri kazınmış 5.56 mm ya da 9 mm kalibrelik mermilerin bir kız ya da oğlan çocuğunun göğsüne saplanmasını engelleyen bir zırhlı kalkana dönüşmeyecek. Ancak belki de sözümüz Meksikadaki ve dünyadaki öteki sözlerle güç birliği yapmayı başarır ve belki de ilk etapta bir mırıltı olarak duyulur, giderek gürleşir ve sonra Gazzede duyulabilecek bir çığlık, feryat olur.

Biz sizin hakkınızda bir şey bilmiyoruz, ancak biz EZLN217 den Zapatistalar, biz, yıkımın ve ölümün ortasında birkaç cesaret sözü duymanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.

Bunu nasıl açıklamam gerektiğini bilmiyorum ama olan şu ki, evet çok uzaktan sözler bir bombayı durduramaz ancak adeta ölümün kara odasında bir delik açılmış ve ufak bir ışık parıltısı içeriye düşermiş gibi olur.

Diğer her şey için olduğu gibi, ne olacaksa olacaktır. israil hükümeti terörizme ağır bir darbe indirdiğini açıklayacak, katliamın büyüklüğünü kendi halkından saklayacak, büyük silah üreticileri krizi göğüslemek için ekonomik destek sağlayacaklar ve küresel kamuoyu, her zaman moda olan kolayca biçimlendirilebilir varlık, başka tarafa yönelecek.

Ancak hepsi bu değil. Filistin halkı da direnecek ve yaşayacak ve mücadele etmeye devam edecek ve amaçları için ezilenlerden sempati görmeye devam edecek.

Ve belki Gazzeden bir kız ya da erkek çocuğu da yaşayacak. Belki büyüyecekler, onlarla beraber kuvvetleri, kızgınlıkları ve öfkeleri de büyüyecek. Belki Filistinde mücadele eden gruplardan biri için asker ya da milis olacaklar. Belki kendilerini israille savaş halinde bulacaklar. Belki bunu bir silahı ateşleyerek yapacaklar. Belki kendilerini bellerine sarılı bir kuşak dinamitle feda edecekler.

Ve sonra tepede, yukarıdan birileri Filistinlilerin vahşi doğaları hakkında yazacak ve bu şiddeti kınayan açıklamalar yapacak ve bunun siyonizm mi anti-semitizm mi olduğunu tartışmaya geri dönecekler.

Ve hiç kimse şu anda hasat edileni kimin ektiğini sormayacak.

Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu erkekleri, kadınları, çocukları ve yaşlıları adına, Komutan Yardımcısı isyancı Marcos...''

***

Not: Bu yazı Zapataların komutan Yardımcısı Marcosun 4 Ocakta Dünya Onurlu Öfke Festivalinde Gazze üzerine yaptığı konuşmanın tam metnidir. Yazıyı Daplatform.com dan Onur Günay çevirdi.
onur günaya çeviri için teşşekür edilmesi gerekilen başlık.