bugün

Maroon 5 diye okudum ya la. umarım dinden çıkmamışımdır arkadaş...
- “içinizden her kim dininden döner ve kâfir olarak ölürse, işte onların dünyaya ve âhirete yönelik tüm yaptıkları boşa gidecektir. Yaptıkları iyiliklerin faydasını bu dünyada da, öte dünyada da göremeyeceklerdir. Onlar cehennem halkıdırlar ve sonsuza dek orada kalacaklardır.”(Bakara, 2/217).

Amellerin boşa gitmesi demek, islam dininin değer ölçüsüne göre normal şartlarda onlardan beklenen faydaların görülmemesi demektir.

Buna göre, mürtet olup kâfir olarak ölenler, dünyadaki haklarını kaybederler: Örneğin Müslümanların dostluklarından, kardeşliklerinden ve yardımlarından, ganimetlerden mahrum kalırlar, eşleri -otomatikman- boşanmış sayılır, akrabalarının mirasından pay alamazlar.

Mürtet olup kâfir olarak ölen kimsenin ahirette de faydalanacağı bir ameli olmaz. Yaptıkları iyi işleri bile, küfür asidiyle silinip gidecektir. Yani normalde -islam’a göre- karşılığı olması gereken güzel işleri de herhangi bir değer ifade etmeyecektir. (krş. Razî, ibn Aşur, ilgili ayetin tefsiri).

“Her kim zerre kadar iyilik yapmışsa, onun mükâfatını görecek, Ve her kim de zerre kadar kötülük yapmışsa, onun cezasını görecektir.”(Zilzal, 99/7-8).

- Buradaki ilk ayette, söz konusu olan “iyilik” olarak tercüme ettiğimiz “hayır” kelimesi, bu ayetin müminlere baktığına işaret etmektedir. Kâfir olarak ölenlerin yaptıkları işlere “hayırlı/iyi işler” denilmez. Çünkü, onların -küfürle paslandığı için- bütün işleri değersizdir. Allah katında imanın bulunmadığı yerde hiçbir iş güzel değildir.

“inkâr edenlere gelince, onların işleri engin ve ıssız bir çöldeki serap gibidir ki susayan kimse onu su zanneder. Nihayet oraya vardığında, umduğundan hiçbir şey bulamaz. Fakat Allah’ı bulur. O da onun hesabını tam tamına görür. Allah, hesabı çok çabuk görendir.”(Nur, 24/39) mealindeki ayette de bu gerçeğin altı çizilmiştir.(krş. Razî, ibn Aşur, ilgili ayetlerin tefsiri).

Bu konuyu yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde şöyle özetlemek mümkündür:

Kâfilerim amellerinin boşa çıkması, onlara hiçbir değerin biçilmemesi anlamınadır. Buradaki söz konusu amellerden maksat güzel işlerdir. Çünkü, kötü işlerin boşa çıkması zaten bir şey ifade etmez.

Zilzal suresindeki “Her kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür” mealindeki ayette yer alan “iyilik/iyi işler” den maksat müminlerin yaptığı güzel işlerdir. Çünkü, imanı olmayanların işleri dünyaca güzel de görünse Allah katında “güzel, iyi, hayır” olarak adlandırılmaz. Buna göre ayetler arasında herhangi bir çelişki söz konusu değildir.

Konunun biraz daha anlaşılmasına yardımcı olacak ve farklı görüşler yansıtacak birkaç noktaya daha işaret etmekte fayda vardır:

a. Ahmed b. Kab el-Kurazî’ye göre, “Her kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür” mealindeki ayetten maksat, kâfirler işledikleri güzel işlerinin karşılığını dünyada görürler. Fakat ahirete gidince orada amellerinin boşa gittiğini görürler. Bu görüş Abdullah b. Abbas’tan da nakledilmiştir.

Şu hadis-i şerif de bu yorumu desteklemektedir: Rivayete göre, Hz. Peygamber (a.s.m) Ebu Bekir’e hitaben şöyle buyurmuştur: “Yâ Eba Bekir! Dünyada gördüğün sıkıntılar, miskal-i zerre ile ölçülen kötülüklerdir. Hayır adına zerre miskal işlediklerini ise, Allah senin için saklıyor; kıyamet günü onları tastamam sana verecektir.” (bk. Razî, ilgili ayetin tefsiri).

“Dünya mümin için hapis, kâfir için cennettir.”(imam Malik, Müslim, ve Tirmizî’nin rivayet ettiği bu hadis için bk. Aclunî, 410) mealindeki hadisten de bu manayı anlamak mümkündür. Müminler, genellikle günahlarının cezasını dünyada gördükleri sıkıntı ve musibetlerle çektiklerinden, dünya onlar için bir nevi cehennem, zindan ve hapis olur. Kâfirler ise, yaptıkları iyi işlerinin karşılığını kısmen dünyada -sağlık, sıhhat, nimetlerle- gördüklerinden, dünya onlar için bir nevi mükâfat yeri olan cennet gibi olur. Ayrıca, dünya -müminler için- cennete nispeten bir zindandır, kâfirler için de cehenneme nispeten bir cennet gibidir.(bk. Bediüzzaman Said Nursi, Lemalar, 10./Lemanın sonu).

b. Abdullah b. Abbas’tan diğer bir görüş de şöyledir: "Mümin olsun, kâfir olsun, iyilik veya kötülük namına ne işlerse mutlaka Allah ona gösterir. Ancak, Allah müminlerin günahlarını bağışlar, iyiliklerini de değerlendirir. Kâfirin ise iyilikleri boşa çıkarılır, değerlendirilmeye alınmaz, kötülükleri sebebiyle de ceza görür.”(Razî, a.g.y).

c. Üçüncü bir görüşe göre, kâfirlerin iyilikleri küfrü sebebiyle boşa çıkmakla beraber, yine de değerlendirmeye alınır, fakat küfründen ötürü tamamen değersiz bir duruma düşer.

d. Dördüncü bir görüşe göre; buradaki hayır ve şerrin sahipleri ayrı gruplardır. Yukarıda da ifade edildiği üzere, Mümin/cennet ehli olan kimseler hayır adına işledikleri bir zerre miskal da olsa onu görecekler; kâfir/Cehennem ehli olan kimseler de kötülük namına işledikleri zerre miskal kadar kötülükleri de görecekler. (R’azî, a.g.y)