bugün

mantar yiyip yiyip utanmadan topluma karışan, sanki o mantarları hapur hupur kupur hırk götüren onlar değil, benmişim gibi davranan insanlardan söz açıyorum.

yaa mantar yiyen insan ne demek istiyor? altmetin ne diye bağırıyor? bu iksini çözemedim. nasıl başörtüsü takan kız başı açık kızlara "dinsiz" demek istiyorsa bu mantar yiyenler de benim gibi mantar yemeyen insanlara bir şeyler mi ima etmek istiyorlar acaba diye düşünmekten kendimi cinsel anlamda doyurur oldum, 31'e verdim şu deli gönlümü, bağlamışım çözülmüyor zihriban.

bir; mantar kişilik problemlerini çözememiş, arayış içersinde, bunalım takılan gotik bir bitki. bitki dedim ama unla kızartıldığı zaman deyme etlere taş çıkartıyor. bak çözdün mü kimlik bunalımını? sen tut pişmeden önce bitkiye benze, yerden bit, her türlü bitki özelliğini muhteva et sonra pişirilince yelkenleri suya indir, ibnelik yap, kendine et süsü ver, yiyenler seni et sansın, protein aldık diye övünsünler, kıvansınlar. ayıp diye bir şey var!

hele hele vejetaryen bir kişi mantar yiyiyorsa sinirlerim zıplıyor adeta. direği adeta yalayıp geçiyor kafam. kafamı direklere vurucam, kendime acıyorum. ey vejetaryen! sen nasıl unla kavrulmuş mantarı hiç tiksinmeden yiyebiliyorsun? o yediğin sana et tadı veriyor büyük ihtimalle. bu nasıl vejetaryenlik? okumaktan mana ne? gerekse var bin laila bu yediğin boku açıklayaman bana. mantar yiyen insan hayvan eti de yer, hayvan da yer. dana ye o zaman!