bugün

din ve devlet işlerini birbirinden ayıran laikliğin, insanların önüne bir tabu ve inanç sistemi olarak koyan, ve devletin sıfatı olması gereken laikliği, bireyin sıfatı haline dönüştürme baskısı uygulayan, devlet yönetiminde şeri değerlerin göz önünde bulunmaması gerekliliğini halka inancı yüzünden baskı yapmak olarak algılayan, ve yolsuzluk, rüşvet, adam kayırmayı meşru saymak ile yoksullaşan, sosyal hakları sunulmayan baskı altında gelişememiş bireylerin yanlış yollara sapmasıdır.

ha birileri de çıkar sosyalliği ve nedenselliği gözardı ederek, sözde bilirkişi olarak bıdı bıdı konuşur.