bugün

insanda pek mümtaz fakat bir o kadar da nahoş hisleri aksettiren bir occident beldesi, bir cadde. burada ikamet eden sakinler, artık bu kadim caddenin, tüm saflığını yitirdiğini, öyle ki kadınlarının dahi birer hanımefendi kimliğiyle arz-ı endâm etmeyi bıraktığını, böylece usul ve erkân sahibi beyefendilerin de burada böylece yalnız kaldığını söylüyorlar. ben de, dostoyevski deyişiyle, iyi yürekli kadınların loş yatak odalarında sigara içen kötü yürekli adamlardan olmak yerine, iyi yürekli adamlar gibi yalnız yürüyorum bu caddede. fakat bendeki yalnızlık, bir şekl-i yaşam; buranın adamlarına ise acıyorum. zira onlar, yeri geldiğinde, benim gibi, memleketlerinden uzakta yaşamaya asla tahammül edemezler. belki de beni, bu küçük caddenin bu küçük insanları öldürecekler. yalnızlığın adını kirkettiklerinden.