bugün

çoğu insan bu iki kavramın aynı şey olduğunu sanar hangisinin daha tehlikeli olduğuna bakalım.

kıskançlığın yaşamsal bir önemi de vardır bazen sizi iyi birşeylere motive edebilir. onda olanı arzulama, çok beğenme kendinde de olmasını isteme. aynı zamanda eşler arasında koruyucu yani evrimsel bir güce de sahiptir.

peki ya haset öyle mi,

öldürme ve saldırganlık dürtülerinin esiri olan bireylerde peyda olan istenmeyen beklenmeyen öldürücü bir duygudur. onda olanı yok etme dürtüsü bulunur ki çok tehlikelidir. çevrenize bakın herkesin çevresinde hasetlere sahip kötü enerjili insanlar vardır muhakkak. sizde olanı sizden almaya yok etmeye çalışırlar maddi manevi düzeyde.
Kiskanclik cogu zaman asiri sevgiden, bagimliliktan gelir ama haset asla bir sevgi urunu degildir. insan sevdigine haset edemez, ama kiskanabilir.
kıskançlık sevgiden, haset ise çekememezlikten ve nefretten gelir.
Kıskançlık hafifletilebilir, ara ara devam eder ve kıskançlığın tekrar gündeme gelmesi an meselesidir. Hasetlik için çare yoktur. Tehlikenin başlangıç noktasını oluşturur. Gözler, hareketler, imalı sözler ölümcüldür. Yani yerinde olmayan bir kıskanmaktır.

Her ne olursa olsun kıskanmak mutlaka haset demek değildir, ondan daha genel olabilir. Şu halde hasedi sadece kıskanmak diye tercüme etmek doğru değildir. Haset kötülenmiştir, ona bir kıskanmak denirse elin hakkını sahibinden kıskanmak, diye ifade edilmelidir.

Rivayet olunduğuna göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Üç kişinin duası kabul olunmaz: Haram yiyen, çokça gıybet eden ve kalbinde Müslümanlara karşı bir kötülük yahut da bir kıskançlık bulunan bir kimse."
Şanı yüce Allah en iyi bilendir.