bugün

efendim malumunuz gençlik arasında son yıllarda gelişen bir takım eleştiriler var: "tikilerin ... yapması", ".. giyen ... moedli", "..converse...." diye giden türlü türlü eleştiri süregelmekte. işte kimlik satın almak kavramı aşağıda alt başlıklarla incelenerek martin edilence bazı tespitlerde bulunulacakır.

bölüm 1 - tikilik

kelimenin kullanımına uyuz olmakla beraber daha iyi ifade eden bir tanım bulamadğım için kullanıyorum. tikilik yahut tikkylik: varlıklı bir aileden gelen, kendisi üretmediği halde en aşırı yollarla tüketen ve tükettiklerinden bir kimlik beklentisine giren birey. tikilerin kullandığı yolların diğer gençlik oluşumları içinde bir öteki kalmasından dolayı eleştiriler yer yer haklılık taşımakla beraber birleşilen noktaya aşağıda dikkat çekilecektir.

bölüm 2 - tikilik ve kimlik satın alma

kimlik satın alma: kapitalizmin en son yavrularından birisi olarak insan üzerine oturmuş bir davranış biçimidir. en kısa tanımı ile: kimlik satın almak, ürettiklerinden değil tükettiklerinden bir kişilik arayışına giren, dinlediği müzik, sevdiği sanatçılar gibi açılımlarla kişiliğini şekillendiren bireylerin davranışıdır.(ilerine bu tanım da eleştirilecek)

bu noktada yukarıda kısaca tanımlanan tikilik ve kimlik satın almak içiçe görünmektedir. ayrıca tikilerin yöntemlerinin burjuvazi eksenli oluşu da bir ayrım yaratmaktadır.

bölüm 3 - tikiler kimlik satın alan tek grup mudur?

hayır! işte dananın kuyruğu da bu maddede kopmaktadır. zira tikiler bu kimlik satın alan güruh içinde göze batmakla beraber yalnız değillerdir. rockerlık, punkçuluk, hippilik... gibi alt gruplarla tanınan bütün gençlik oluşumları temellerinde kimlik satın almaya dayanırlar. zira edinilen duruş, gençlik ateşi gibi havalı kavramlar hep tüketilen metalaşmış sanat ürünlerinden kaynaklanmaktadır. bu noktada üzülerek belirtiyorum bütün bu gençlik oluşumları kimlik satın almaktadırlar.

bölüm 4 - o halde hemen koşmalı ve entel olmalıyım

bu kimlik satın alma durumunu eleştirebilen tek kitle entelektüel açıdan yeterli kişiler yani entel kuntel şahıslar gibi görünse de temelde onlar da kimliklerini metalar üzerinden elde etmişlerdir. kadife ceket, kemik gözlük, pipo gibi pahada bir tiki metası kadar göze batmayan oysa manevi(moda metası) anlamından en az onlar kadar kimlik tamamlayıcı nesnelerdir. evet nesnelerdir.

bölüm 5 - herkes kötü sen mi iyisin amına koduğumun martin edilen'i?

hayır efendim malesef bende bu oluşumlar arasında bunların kimlik arzettikleri bilincinden sıyrılarak sadece meta olarak, manevi boyutlarıdnan sıyrılmış olarak tüketmekteyim. ayrıca doğru söylediğime dair bir iddiam da yok, canım sıkıldı pazar günümü evde geçirmekten ondan yazdım bunları, ulan dün nası güzeldi oysa...

bölüm 6 - ben ne yapmalıyım?

malesef yapılacak şey yok. varsa da ben henüz onu görebilmiş yahut inanabilmiş değilim. yine de yapılacak en güzel şey tüm bu kimlik satın alma durumlarının farkında olarak ama çok da kafaya takmayarak takılmaktır. manita yapmak, gezmek...

not: her boku eleştirmemek, önce bir kendisine ve ne durumda olduğuna bakmak belki de yapılaak en olumlu şeydir. dövüş kulübünü izledikten sonra içerdiği anarşist fikirlerin yanında 'bred pit gibi cool olmak' fikrini de aşıladığını bilerek takılmak. herşeye rağmen hayatı sevmek.