bugün

bir erkek evladının başına gelebilecek en talihsiz, en dumur, en can alıcı bir durumdur. küçük bir şehirde dershaneye kayıt yaptırılmış, güzel bir sene geçirilmesi temennisi ile emin adımlarla dershaneye gidilmiştir.. öyle bir ortama düşülmüştür ki basit bir uç istediğinizde ayy kesin sikecek tavrına bürünen kızlar çıkmıştır karşınıza.. deneme sınavının sonuçları açıklandı mı gibi içinde hiçbir art niyet bulunmayan bir cümle kurduğunuzda ayy benden hoşlanıyor mudur nedir tribine girenin'den tutunda merdivenden çıkarken yanlışlıkla önüne geçtim diye üfleyen püfleyen kızlarına kadar çeşit çeşit kezbanına şahit olmuştur bu gözler..... acaba üniversiteye gidince de mi böyle olacak diye her gün yatağa korku ile girilmiş, (bkz: obsesyon) gün be gün sarmıştır bedeninizi.. sene boyu samimiyetsizlik fışkıran orta çaplı küçük şehrin küçük dershanesinde sürgün bitmiş, güzel bir üniversiteye büyük şehre gidilmiştir.. acaba başıma böyle bir felaket yine gelecek mi dediğiniz korku dolu bir anda güzel bir kızın küçük bir tebessümü içinizi rahatlamış, sınıftaki güzel ortamı görünce de ohh be sözcükleri çıkıvermiştir ağzınızdan.. gittiğim dershanedeki kızların yanından bile geçemeyeceği güzellikte kızların konuşmak için can attığını görünce, iyi kötü ortam da yapınca içe serin sular serpilmiştir.. arada o sürgün yılları tekrar gelse de gözünüzün önüne size bakan bir çift göz ve içten gelen bir tebessüm tüm dertleri unutturur.. artık o esaret dolu günler bitmiş, yeni bir sayfa açılmıştır hayatınızda..

neyse amk çıkalım bu hikaye tarzı yazıdan.. mizah gücümde iyi değil zaten.. neyse lafın kısası gerçekten böyle bir ortama düştüm. tamam her kız böyle değildi ama bir uç isteyince veya ne bileyim bir şey hakkında soru sorunca burun kıvıran, triplere giren kendini bir şey sanan kızlar da vardı...

neyse ki geçti o hapis yılları.. ben yandım başkaları yanmasın efendim.. nice kezbansız günlere..