bugün

komık olmadıgı halde komıkmıs gıbı davranan beyın ozurlu bır vatandasın maceralarının anlatıldıgı taner gullu kıtabı...

kahramanımız bır adet kendini komik sanan lavuk tiptir...

kkslt: naber baba?
kurban: saolasın abe
kkslt: abe dedı ya nıhahahahaaa
kurban: noldu kı?
kkslt: abı olm abı ahahahaa cok komık yaa
kurban: ee?
kkslt: bı daha de bakım
kurban: ...
kkslt: abe dıyen tıpler mıktırsın gıtsın ahahahahaaa
kurban: ne dıyosun sen yaa?
kkslt: ooof karnıma agrılar gırdı yaaa
kurban: pekı
(bkz: komik misin)
(bkz: hazin son)
ilkokulda sınıfın yaramaz ve komik öğrensici diye gazlanan öğrencilerindeydim. öğretmenimiz, benim gibi birkaç arkadaşı ilkokulun bittiğini gösteren karneyi verirken yanına çağırıp: "siz tiyatrocu olun" şeklinde şevke getiren söz sarfedip postalamıştı. Ortaokulda herşey farklılastı. Tamamen değişik bir espiri anlayışı. Hele bir de ergenliğe geç giren biri olursa kişi, bu yeni espiri trendini yakalaması zor oluyor. işte böyle bir dönemde, kendimi yavaş yavaş kabullendirmeye başlamışken espirir konusunda; kabullendirmek dediysek ortada yarılan kimseler yok tabi, belki yıh yıh şeklinde ses çıkaran bünyeler var, işte birşeyler oluyor demiştim.
Hele o anı hiç unutmam:
Hani sınıfın diyafonu* vardır, sessiz yapılan espirileri yüksek sesle tekrarlar ve o espirinin tüm telif haklarını ulu orta indiragandi yapar. işte ben günün birin de o şerefsizin ağzında bir espirimi duyunca ne mutlu olmuştum. Zamanla ben daha geniş kitlelere birinci elden ulaşırım düşüncesinde bir metabolizmaya dönüştüğüm an, büyük bir darbe yedim. Hem de bu darbeyi öz be öz teyzemden yedim:
Teyzem ilk çocuğuna hamileydi ve çocuğunun nasıl olmasını istediğini açıklayacaktı. Sözüm ona bizi, bizim bazı özelliklerimizi, doğacak çocuğunda olmasını ne kadar istediğini söylemek suretiyle onurlandıracaktı. Biz neymişiz be diyecektik. Ama teyzem, öz be öz teyzem bana büyük bir darbe vermek üzere olduğunu bilmiyordu. Beklenen cümle ağzından döküldü:
b:ben
k:kuzen
t:öz be öz teyze

t: insallah doğacak oğlum zekasını b'den, espiri anlayışını k'den alır.
b(içimden):--Neeeee---

nasıl yani. benim zekamı falan almasın kimse ama bırakın da espiri anlayışıma biraz saygı gösterin. nolurdu teyze, en azından birinci tercih olarak olmasada "k'nin espiri anlayışı olmazsa b'nin espiri anlayışı olsun, ölmeyiz ya" tutumunu sergileseydin. Ama sen ne dedin: kusura bakma b'cim ama senın espiri anlayışın Cenk Koray kadar. Cenk Koray'ın espiri yapamadığını işte o an idrak ettim. Ama evet ortak noktalarımız vardı sanırım Cenk Korayla. En azından o da benim gibi beşiktaşlıydı. Sanırım bu olay yuzunden birkac sene besiktaşa bile küstüm. izlemedim maç falan.

Peki noldu teyzemin çocuğuna. Büyüdü serpildi ve duanın tutup tutmadığı daha bir belli oldu. Şöyle bir alıcı gözüyle bakacak olursak; sanırım zeka olarak bana benzedi diyebiliriz hatta daha zeki.* ama espiri anlayışına gelince; bu özelliğini ne benden ne de kuzenımden aldı, babasından aldı. Eniştem bende zeki olduğunu varsayarsam; sanırım zeka kısmını da babasından aldı. Peki noldu teyze, değdi mi bu tüm kalp kırmalara.
Bana espiri özürlü dedin. Aslında kuzenimi bu konuda kıskansam da, onun açısından olaya bakınca; benim zekamı seçerek, kuzeni zeka özürlü olarak kabul etmiş oldu. Yahu teyze sen bizi hiç mi sevmiyorsun. Bu kadar aşağılıkmıyız. Başından açık konuşup; doğacak oğlum hiçbir özelliğini sizden almaz inşallah deseydin içim daha rahat olurdu. 3 hamlede sonuca ulaşıp da sonucun böyle karamsar olması daha kötü. Ama dur ben yapacağımı biliyorum. Hele bir kızım olsun; kızım zekasını senden alsın, güzelliğini diğer teyzemden alsın diyecem sana. hemde gözlerinin içine baka baka. Bak bakalım nasıl oluyormus bu durumda kalmak.

(bkz: yapma komik oluyorsun)
(bkz: o zaman yaparım)
(bkz: sevimli misin lan sen)