bugün

Bu durumun var olması bir problem teşkil etmese de, Bunu ön planda tutup, yaşaması, hissettirmesi problem yaratır.

istesek de istemesek de, kendimize verdiğimiz değeri inkar dahi etsek de, canimiz yandığında, fiziksel veya ruhsal kötü şekilde yaralandiğımızda bu gerçek gizlendiği yerden aniden çıkabilir. Insanın tepkileri, savunması, kaçması, öfkesi, şiddetinin derecesi kendine verdiģi değerin göstergeleridir. Esas olan onu kontrol altına alabilmek, zaptedebilmektir.

Bir başkasına verdiğimiz değerle o canavarı en çok baskılarız ama onu yok kılamayız. En sevdigimizi dahi zalimane bir tavırla üzduğümüz zamanlarda o ejderhanın ateşiyle yüzyüze kalırız ve bir zaman sonra tekrardan onu kontrol altında tutarız bir sonraki çıkışına değin.

Burda esas problem, kendini beğenmişlik, ukelalık ve kendi aklını, kendini sevicilik, ustünlük sanrıları noktasındadır. Burda kendine verilen değeri sürekli besleme hali mevcuttur ki günümüz de bu tipler gitgide artmaktadır. Ilişkilerin yıkıma uğraması, geçimsizlik, anlayışsızlık, inatçı tutum genel olarak bu nedene dayanır.

Insan kendine saygı duyabilir ama kendini beğenmislik ve kendine tapmak, benmerkezcilik daha başka bir boyutudur kendine değer vermenin. O da psikiyatri biliminin kapsamına girer.