bugün

efendim malum ortalık kar,buz, kıyamet. yollar buz pisti kıvamında. bu durum özellikle yayalar için zaman zaman düşme tehlikesine yol açıyor. mesela ben bu gün 1 saat 15 dakika içerisinde beş kere düştüm. gerçi bunların ikisinde sandalyeden düştüm ama olsun. sonuçta o da bir düşme.

peki bu karda,buzda düşmeye karşı nasıl bir önlem alabiliriz veya düşüş olayını en az hasarla nasıl atlatırız, hiç düşündünüz mü? ben düşündüm. bu sorunun çözümü ise uzak doğu felsefesinde yatıyor.

mesela bu gün ilk düşüşümde, düşme esnasında oldukça kasıp,yerçekimine karşı büyük bir mücadeleye giriştim. ama o daha kuvvetli çıktığından afedersiniz kıç üstü yere oturdum.
ikinci düşme vakasında ise ben tam yine debelenecekken insan beyninin o muazzam gücü devreye girdi. ve gözlerimin önüne yıllarca seyrettiğimiz çin filmlerinde ki bilgelerden biri geldi ve bana doğa ile mücadele etmememi, aksine doğanın bir parçası olmamı gerktiğini söyledi.

zaten bu bilgelerle filmlerden dolayı çok haşır ve neşir olduğumdan, bilgenin ne demek istediğini hemen anladım. ve düşüş esnasında kendimi doğayla bütünleştirip, bir kar tanesi gibi hissettim. düşüş esnasında ki o bir kaç saniyede yaşadığım huzuru ise size tarif edemem. çünkü anlatılmaz yaşanır. zaten bu felsefeyi bir kere uyguladığınızda, artık her düşüş esnasında kendinizi bir başka nesneye çevirebiliyorsunuz. mesela son düşüşümde kendimi boş bir çuval şeklinde düşündüm. gerçi bu modeli rüzgarlı havada tavsiye etmiyorum. bir süre havada asılı kalabiliyorsunuz.

neyse efendim lafı fazla uzatmadan, kış şartları ile mücadelede uzak doğu felsefesine dört elle sarılmanızı ve bunca yıl seyrettiğiniz bilumum çin ve japon filmlerinin hakkını vermenizi tavsiye ederim.

çok önemli not; nasıl düşerseniz düşün, kafanızı yere çarpmayın. sonucu ortada.