bugün

(bkz: ukte)

nefes alan bir robotla seviştiğini sanan yurdum gencinin durumudur.
yurdum kadınının bakımsız, fizik kurallarını alt üst eden görünüşüne bakmadan nimet olmaya çalışmaları da cabasıdır. bu yapıları onları hantal, bezgin, kendine güvensiz, isteksiz, frijit, vajinimus gibi durumlarla karşılaşmalarına olanak tanır. ne yaşamayı bilirler ne de yaşatmayı.

sevişmeyi görevmiş gibi algılar ve görevlerini yaparken gayet ciddidirler. görevin can alıcı yapısının olması olumsuz herhangi bir fiil yada söylemden dolayı en direk olarak erkeğin önüne kalkan olarak konur. her zaman şımarmayı isterler fakat karşılığında bir bardak suyu bile gözüne soka soka verirler. bir de vermiyorum deyişleri yok mudur? hani angelina jolie yi geçtim yolda yürüyen herhangi bir ecnebi hatununu baz alarak söylüyorum, ne verdin ki ne vermiyorsun durumunu doğurur.

hal böyleyken hala tutuculuğumuzun kurbanı olarak biz erkekler, onlara gerekli ilgiyi ve saygıyı göstermek için elimizden geleni yapıyoruzdur. onlar yalnızca iyi bir anne olur, onu yaparkende taşıyıcı annelik yolunu seçmek erkekler için hayır sağlayacaktır.

bu yazı kadınların gereksiz kalkan organlarına, hem cinslerim için sürekli kullanılan abaza kelimesine, sanki sürekli bastırılmış ve ilgisizlik havası yaratmalarına fakat asıl ilgisizliğe hemcinslerimin maruz kaldığı gerçeğine istinaden, düşünülmeden ve hızla yazılmıştır.

(bkz: sevişmek iki cins arasındaki çekim gücüdür)
kadını sadece sevişme objesi olarak gören bir ülkede yaşamaktır.
utanç vericidir.
normaldir.herkesin bir vazifesi vardır, beyimiz evine ekmek getirecek eşinden iki güleryüz bekleyecektir.o kapı kadın tarafından itinayla açılmazsa beyimiz evden soğuyabilir, uzaklaşabilir, başka kadınlarla düşüp kalkabilir mazallah.kaldı ki kadının suçluluk duyması dahi sağlanabilir bu vesileyle.
(bkz: ayrılık sebepleri)