bugün

kadınların iş hayatında kendilerine avantaj sağlamak için olusturdukları sıfatı yuzlerine vuran kitap daha piyasada değil yakında cıkacak.
dar disüstü etek gömlek ile vücud bulur.
her sabah metroda karsılasılan insanların savunmaya calıstıgı sacmalık, evinde coluk cocuk ac sen işte güçtesin kadın, bu nasıl iş?
evrim aldatmacası gibi birşeydir bu. iş kadını denen az gelişmiş organizma plazaları mesken edinmiştir. işi erkekler yapar. kadınlar günün üçte birinde tuvalete gidip makyajlarını tazeler, üçte birinde kaç tane eti form yesem kilo verebilirim diye düşünür, kalan üçte birinde de kocalarını/sevgililerini kiminle aldatacaklarını düşünürler. budur.
(bkz: plaza kadını yanılgısı)
kadınların ekonomik özgürlüğünü kazanıp kendi ayakları üzerinde durmak istemesinin hala yadırgandığı bir ülkede yaşıyoruz malesef. işte bu yüzden türkiye yıllardır bir arpa boyu yol alamıyor. hala "evimin kadını çocuklarımın anası olacaksın" mantığında yaşayan insanlar çoğunlukta olduğu için geri kalıyoruz. halbuki bunu söyleyen aynı ayı üniversiteye alınmayan türbanlı kızlar için "ne dehalar harcanıyor biliyor musunuz?" diyen ayıyla aynı ayı. valla bak böğürmesinden tanıdım ayıyı. samimi değilsiniz ulan işte, elle tutulur bir yanınız yok sizin. ne olacak peki o kız okuyacakta? madem evde oturtacan niye bu kadar direniyorsun okusunda okusun diye?

efendim bakın kaç tane kadın millet vekilimiz var mecliste. net bir bilgim yok ama tahminimce 2 elin parmaklarından fazla değildir. olanlarda sayıca az kaldıkları için herhangi bir söz sahibi değiller aslında sadece göstermelik yani. peki bu mantıkla nereye kadar oğlum söylesene. yıllardır bir arpa boyu ilerleyememişsin işte durduğun yerde yerinde sayıyorsun. az biraz kafanı çalıştır lan, az biraz zorla kendini olmayacak şey değil valla. öptüm gıdıgından.
(bkz: güler sabancı)*
saçmalıktır gerçekten de.
bunlar bir iş sahibi oldular mı gözleri açılır hemen. kocaya höt yapmaya başlarlar hemen. elleri iki kuruş gördü mü bağımsız olacaklarını zannederler. oysa kadının yeri evidir di mi efendim? çocuklarının anası olamlıdırlar. çalışınca çocuklarının nesi oluyor orasını bilemedim ben pek. çalışan baba çocuklarının nesi oluyor orasını da bilemedim bak işte.

çalışmak bir anlamda toplumsal hayata da katılmaktır. yemek yapmak, bulaşık, çamaşır yıkamak dışında beceri göstermektir. oysa, bizim gibi kapalı toplumlarda "dışarısı" erkelere özgü bir yerdir. ehe ehe ben dış işleri bakanıyım hanım iç işleri bakanı gibi duyulduğunda kulağa sevimli ve zekice gelen söylemlerde aslında hep kadının ev içinde konuşlandırmanın yüceltilmesi vardır.

cinsiyet ayrımcılığının şahikalarından biridir bu. ama öyle alışılmış ve kurumsallaşmıştır ki tersini sorgulamak bile sıkıntı yaratır erkek bünyelerin üzerinde.
acı olan sözlükteki bazılarının bile "çalışan kadın" a bakış açısının zavallığıdır. sonuçta sözlüktekileri okur yazar farzediyoruz değil mi. ya da öyle olduğunu ummak istiyoruz.
(bkz: ev erkeği saçmalığı) kadar tartışmasız yoruma açıktır...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar