bugün

tamamını töhmet altına almamakla beraber sanırım yüksek bi kısmında yoktur bu hayati ilişki.
direkt konuya giriyim abi;
11 aralık 2016 saat sabaha karşı dört buçukta evde uyumaya başladım sabah 7.30da kalkıp yine göreve gittim. tamam bu üç saat içinde hicbir mahalle sakininden gelip geçmiş olsun dileklerini beklemiyorum ama aradan geçen 60 gün boyunca da mı bir allahın kulu gelip hal hatır sormaz; kardeşim ölümden dönmüşsünüz, büyük geçmiş olsun, arkadaşlarına allah rahmet eylesin.. şeklinde. ? evet sormaz, çünkü henüz komşusunun yaptığı işi bilmez, zira ne verdiği selamı doğru düzgün alır mahalle sakinleri ne de kendileri mahalleye üç beş genç taşınmış , kimmiş kimlerdenmiş diye merak eder.
binadan şehit cenazesi çıkacak ve komşuları şehidin adını cismini televisyonlardan öğrenecek, bu ne acizlik bu ne vurdumduymazlık.

banu avarın bi yazısı dikkatimi çekti reina saldırısı/saldırganı sebebiyle.
zeytinburnunda ikamet eden reina saldırganı benzeri onlarca yüzlerce insanın hiçbir komşusu tarafindan tanınmadığı, evlerine sürekli birilerinin girip çıktığını, kapalı kurular içinde nakliyatlar gercekleştirildiğini.. buna benzer bi sürü şeyler..
el hasıl komşuluk, dini, millî ve vicdanî bir yükümlülük olduğu gibi asayişi sağlamak için dahî gerekli bir müessesedir. herkesin karısı kızı var tamam herkes kaynaşsın demiyorum ancak tanıyalım kimin ne olduğunu, etrafimizdakileri.