bugün

yoğun, gergin, bir o kadar da sinir bozucu kişilerle muhattap olmanın vermiş olduğu bunalımla geçen günün ardından patronun israilli arkadaşını yemeğe götürmek tam bir yahudi işkencesi olur diye düşünürken, bunu kendi lehine çevirmek için biçilmiş kaftandır.

ilk başlarda nezih bir yere götüreyim de hem şeklimiz olsun hem de ankara'yı istanbul kolpalarından duydukları gibi bir yer olmadığını düşünmesi amacıyla seçilmiştir kaliteli mekanın harman olduğu filistin caddesi. mekan seçiminden sonra yemek siparişleri verilir. hafif tebessümle ortama baktıktan sonra gelir "çok hoşuma gitti, neresi burası?" sorusu. işte hasretle beklenen, bir an önce sorsun diye ağzının içine bakıp cevabını sabırsızlıkla verilmek istenen soru. bağırarak belki de bir kaç damla yaş dökerek; "burası filistin","caddesi".

- garson bakar mısın? arkadaşa bir bardak su ve bol salçalı gazze usulü yemek getir.