bugün

1962 yılında Sivas'ın Kangal kazâsında doğdu. Babasının ismi Abdullah'tır ve marangozluk mesleği ile meşgul olmaktadır. Annesi'nin ismi Marziye olup şu an hayatta değildir.

Ailenin dört çocuğundan en küçüğü olan Mutlu, ilk tahsilini Kur'ân kursunda yaptı. Dokuz yaşına kadar Kur'ân kursun'da okudu. Türkçe okuyup yazmayı kendi kendine öğrendi. lk okula 3. sınıftan başladı. ilk ve orta okulu Kangal'da; lise tahsilini parasız yatılı olarak Sivas Lisesi'nde tamamladı. Liseyi bitirdiği yıl olan 1980'de Ankara Üniversitesi lâhiyat Fakultesine kayıt yaptırdı.

ilk makalesi, lise son sınıfta iken, Din Görevlileri Federasyonu tarafından aylık olarak çıkarılan Hakses Mecmuası'nda neşredildi.

Fakültede yıllarında Hakses Mecmuası'nda, Diyanet Gazetesi'nde, Diyanet Çocuk Dergisi'nde, Yeni Nesil ve Tasvir gazetelerinde; Dâvet Dergisi'nde makaleleri neşredildi.

1982 yılında Doç. Bahriye Üçok'un Cumhuriyet Gazetesi'nde tesettür aleyhinde neşredilen bir makalesi üzerine cevabî bir yazı kaleme aldı. Fakat o yıllarda gazetelerde tesettür lehinde yazı neşredilmesi htilalciler tarafından yasaklanmıştı. Bu sebeple, hazırladığı yazıyı, talebe harçlığıyla, islâm'da Tesettür ismiyle, küçük bir kitapçık olarak 5000 adet bastırdı. Bu ilk kitapcıktan sonra, 1985 yılında Fakülteyi bitirinceye kadar, islâm'da lkler, Teaddü-ü Zevcat ve islâm Dini, Kader Nedir? isimli üç kitap daha neşretti.

Fakülteyi bitirdiği yıl olan 1985'de Yeni Asya Yayınları Araştırma Merkezinde ş hayatına başladı. Bu arada zaman Yeni Asya Gazetesinin Meşveret köşesini yazdı. 1986 yılında Tevhid Öncüleri, 1987 yılında Peygamberimizin Hanımları, Örnek Hanımlar, Hz. Fatıma, Dua Kitabı gibi eserleri neşredildi. Yine heyet halinde hazırlanan Açıklamalı Meal ve Sahabîler Ansiklopedisi isimli eserlere imza attı. 1990 yılından 1994 yılına kadar Yeni Asya Neşriyat Araştırma merkezinde iş hayatına devam etti. Burada da Sıddık-ı Ekber Hz. Ebû Bekir, Hadislerle Evlilik Aile, Peygamberimizden Dualar, ilâhî Program Kader, Faiz Ticâret, Evlilik åile Boşanma, Yeni islâm lmihali, Dört Halife Devri gibi eserleri yayınlandı. Aynı zamanda Yeni Asya gazetesinde çeşitli aralıklarla Meşveret köşesini hazırladı.

1992 yılında Mutlu Yayıncılık ismiyle bir yayınevi kurdu. Tarih Aynasında Yahudiler, Hanım Sahabîler, Hanımlara Fetvalar, Bediüzzaman'ın Görüşleri Işığında islâm ve Milliyetçilik, Hz. Aişe, Bediüzzaman'ın Görüşleri Işığında islâm ve Hürriyet, Bediüzzaman'ın Görüşleri Işığında islâm ve Hilafet, Bediüzzaman'ın Görüşleri Işığında Parti ve Siyaset, Bediüzzaman'ın Yorumları Işığında Kıyâmet Alâmetleri, Risale-i Nur Külliyatı Fihrist ve ndeksi gibi eserler yayınladı.

1994 yılında, tasarruf gerekçesiyle (!) Yeni Asya Araştırma Merkezindeki işine ve gazetedeki köşe yazılarına son verildi. Bundan sonra yayın hayatına mutlu yayıncılık'ta devam etti.

Askerliğini 1987 yılında, Denizli'de kısa dönem olarak yaptı.

1997 yılında Kur'ân'a ve Sünnete Ayna ismiyle bir dergi çıkarmaya başladı. 2000 yılında bu derginin yayın hayatına son verdi.

2000 yılı itibariyle, Allah'ın büyük bir lütfu olarak, fıkıh, islâm Tarihi, mezhepler, tasavvuf/tarikat, sünnet/hadis, Risale-i Nur, kelam, biyoğrafi gibi islâmî ilimlerin her dalında 70 adet (yaklaşık 35.000 sayfa) kitabı neşredilen ismail Mutlu,

Üsküdar FM'de uzun zaman dinî suallere cevap verdiği proğramlar yaptı. Zaman zaman Moral FM, Marmara FM, Dost FM, Burç FM ve Özel FM gibi radyolarda misafireten programlara katıldı.

Bütün ömrünü Kur'ân, Sünnet ve bu iki ana kaynağın asrımıza bakan en önemli açıklaması olan Risâle-i Nur alanında eserler vermeye adayan, 70 adet eserinde Kur'ân, Sünnet, büyük islâm âlimlerinin yanı sıra Risâle-i Nur ve Bediüzzaman'dan konu ile ilgili hemen her bilgiyi aktarmaya çalışan, ancak bu hizmetine Allah'tan başka hiç kimseden karşılık beklemeyen, "Ben yaptığım amelin karşılığını Allah'tan isterim" kudsi düsturuyla hareket eden Mutlu, kaderin bir cilvesidir ki, 1996 yılında, Risale-i Nur neşrettiği gerekçesiyle, daha önce kendileri Risale-i Nur neşrettikleri için din düşmanlarının haklarında davalar açtığı "ağabeyler (Bediüzzaman'ın en yakın talebeleri)" tarafından, "haksız ithamlarla" mahkemeye verildi. Hakkında korsan kitap basmak" suçuyla ceza ve tazminat davaları açıldı. Bediüzzaman'ın Kur'ân'ın malı olduğunu; söyleyerek kendisinin dahi sahip çıkmadığı eserlerin manevî hakkını hiç kimsenin; sahiplenemeyeceğine, bu eserlerin gerçek varislerinin "âlimler" olduğuna inan Mutlu, yoluna devam etti. Halen açıklamalı olarak Risale-i Nur neşrine devam ediyor. Böylece "Anlayamıyoruz" diyen binlerce insanın 3. bin yılının müceddidi olan Bediüzzaman'ın eserleriyle tanışmasına vesile olmaya devam ediyor.

Müslümanlar ancak kardeştir" âyetinin, "Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız" hadisinin, Bediüzzaman'ın, "Bu zamanın en büyük farz vazifesi, ttihad-ı islâm'dır" sözünün karşısında en büyük engel olarak

Mezhep taassabunu,

Irk taassubunu,

Cemaat taassubunu,

Siyaset taassubunu ve

Tarikat taassubunu gören,

Mesleğim haktır demeye hakkın var, ama hak yalnız benim mesleğimdir demeye hakkın yoktur." "ihlas ve hakkaniyet, bir müslüman nereden ve kimden istifade ederse, ondan mennun olmaktır" düsturlarını kendisine rehber edinen,

imam-ı A'zam, mam Şâfî, Abdulkadir Geylanî, mam Rabbanî ve Bediüzzaman gibi âlimlerin yardımıyla; hikayelerden, srailiyattan ve hurafelerden arınmış doğru islâmiyeti, diğer bir ifâdeyle Kur'ân, Sünnet ve Asr-ı Saadet islâmını asrımıza taşımaya gayret eden ismail Mutlu'ya Allah'tan muvaffakiyetler diliyoruz.

Kendi kaleminden yazarın hedefleri

1. iman

2. Doğru islâmiyeti diğer bir ifâdeyle, hurafelerden, taassubdan, hikayelerden arınmış, Kur'ân ve sünnet kaynaklı islâmiyeti ortaya koymaktır. Sizleri tertemiz, dupduru, katışıksız, saf, kevser gibi olan Asr-ı Saadet islâmına ulaştırmaktır.

Elbette bunu yaparken, başta mam-ı A'zam olmak üzere mezhep imamlarının; Abdulkadir Geylânî, imam Rabbanî, Hâlid-i Bağdadî, Mevlana Celâleddin olmak üzere tasavvuf büyüklerinin; başta Buhârî, Müslim olmak üzere hadis imamlarının desteğini yanımıza alacağız. Ancak bunu yaparken bu sayılanlar da dahil, hiçbir âlimin bütün görüşlerini sırf onlar söyledi diye kabullenmeyeceğiz. Allah'ın izniyle, dinin hükümlerini doğrudan Kur'ân ve Sünnetten tahkik edeceğiz. Bu arada içinde yetiştiğimiz şartlar gereği, özellikle ilk eserlerimizde bunu yeterince yapamadığımızı ifâde etmek isteriz.

Allah'a sonsuz şükürler olsun, şu ana kadar yazdığımız 70 küsur kitapla, bu hedefimize doğru ilerliyoruz. Ancak, henüz yolun yarısına dahi gelemedik. inşallah son nefesimize kadar bu uğurda gayret göstermeye devam edeceğiz.

3. Bir diğer hedefimiz, Fıkıh kitaplarında yer alan, kendi şart ve zamanları için verilen bâzı fetvaları, günümüz şartlarında yeniden ele almak, bunun gençleşen dinimizin ruhuna uygun olduğu şuurunu vermektir. Ezan Câmi Namaz, Temizlik Gusül Abdest, Evlilik Aile, Oruç Zekât, Helâl Haram, Hanımlara Fetvalar, islâm lmihali gibi eserlerimizle bu hedefimize doğru ilerliyoruz. Sayılan kitaplarımızı okuyanlar, Allah'ın lütfuyla bunda da muvaffak olduğumuzu bilirler.

4. Dördüncü bir hedefimizi ise islâm kardeşliğinin önündeki en büyük engel olarak dikilen mezhep, ırk, siyaset, cemaat ve tarikat taassublarına karşı durmaktır. Bu gayemize yönelik olarak da Bediüzzaman'ın Görüşleri Işığında islâm ve Milliyetçilik, Parti ve Siyaset, Mezhepler Nasıl Ortaya Çıktı? Tarihte ve Günümüzde Câferîlik, Tarikatlar Nasıl Ortaya Çıktı? isimli eserlerimizle bu hedefimizde de bir hayli ilerlemiş bulunuyoruz.

5. Fıkıh kitaplarını Kur'ân'a gölge olmaktan kurtarıp, ona ayna olmaya gayret göstermek. Bunun için de yazdığımız fıkhî kitaplarda hükümlerin kaynaklarını doğrudan Kur'ân'dan ve sünnetten vererek, nazarları Allah'a ve Onun Resûlüne çekmeye gayret gösteriyoruz.

Son olarak şu anda sitemizde yer alan kitaplarımızın dışında yazmayı planladığımız onlarca kitaptan bir kaçının ismini verelim:

Müslümanlar Kur'ân'dan Nasıl Uzaklaştırıldı?

Kur'ân Sünnet Penceresinden Kadına Bakış,

Kur'ân'ı Doğru Anlamak,

Sünneti Doğru Anlamak,

islâm Kaynaklarında kadın Aleyhtarlığı.

Evet, bu ve benzer hedeflerimizle Avrupa islâmı, Türk islâmı, Amerika islamı gibi söylemlerin yaygınlaştığı zamanımızda Kur'ân Sünnet kaynaklı Asr-ı Saadet islâmını ortaya koyabilirsek, kendimizi bahtiyar sayacağız. Gayret bizden, yardım ve hidâyet Allah'tandır.

http://www.mutluyayin.net/yazar.htm