bugün

evet sizlere bir tıp fakültesi trajedisi sunmak istiyorum. hikayede bahsi geçen kızımız veya kızlarımız tıp fakültesindeki kız nüfusunun %80-90'ını oluşturmaktadır. bu kızımız olması gerektiği gibi tüm derslerine zamanında girer, derslerde hiç dinlenmeden not alır, tüm hast başı pratiklerine girer. bu hasta başı pratiklerine daha önceden çalışıp* da geldiği için buralarda hocaların gözüne girer. hocamız aferin kızımız çalışmış da gelmiş deyince bu şahıs çalışmadım hocam deyip hocayı da dumura uğratır, kendini de arkadaşlarından soğutur. zaman geçer, sınav yaklaşır. sınava daha 1 ay vardır ama bu kızımız harıl harıl sunum ezberlemeye başlar. bu yaptığını herkesten gizler tabi. sınava 3 hafta, 2 hafta kaldı derken artık sınav muhabbetleri konuşulmaya başlanır kafelerde, yemek aralarında hatta yemek yerken vesaire. kızımız muhabbet sırasında "ben hiç çalışamadım yuğaaaa." tarzı sözler sarfetmeye başlar. herkes susar ve güler tabi. "ciddiyim bu sefer hiç çalışamadım, daha 1 sunum bile okumadım" tarzı laflar etmeye başlar. ortamdakiler ya bırak ya sen en az 2-3 tekrar atmışsındır der kızımıza. kızımızın yüzü buruşur, güler, "tabi tabi" tarzı sözler çıkar ağzından. hakkatan de içi cız etmiştir. hani yalan söylediğin anlaşılınca ve yüzüne vurulunca insanın içi cız eder ya, öyle. sınava 1 hafta kalmıştır ve artık tüm sınıf yusuf yusuf etmeye başlıyor, etrafta çıkmış sorular aranmaya başlanıyot, hangi hocanın sözlüde yüksek düşük verdiği öğrenilmeye çalışılıyordur. kızımızın umrunda değildir artık zaten, dikkat ederseniz bu kızımız sınav sorusu filan aramaz, çünkü çoktan onları çözmüştür ve tekrar çözecektir. sınav zamanı yaklaşmaktadır artık. kızımız facebook'a fila girer, tıpa söver sayar, sınavlardan dert yakınır, halbuki en son dert yakınması gereken kendisidir, düzenli çalışmıştır sonuçta. ama yalan söyleme huyundan vazgeçemez ve sanal ortamda da çalışmadığını, cool takıldığını filan vurgulamak ister. bakın ben çalışmıyorum internette takılıyorum diye. sınav sabahına gelinir. kızımızın yüzünden düşen bin parçadır, üzgündür. etrafta gördüğü herkese çalışamadım canım ben ya, kalcam bu sefer ya deyip cümle kusar. kızımız sınava girer ve test sınavından en yüksek puanı alanlardan birisidir. aslında çalışmamıştır ya o yüzden. ardından sözlü sınava girilir. kızımızın yüzünden düşen bin parçadır yine. bir de erkek hoca geldiyse vay halimize. ağlamaklı bakışlar, kaşları küçük emrah gibi indirmeler filan. eee, sonuçta yüksek puan var işin içinde... neyse sınav biter, kızımız bir kaç gün ortadan kaybolur. sınavlar açıklandığında ise hastanede cirit atar, çünkü geçme notunun anasını ağlatmıştır. herşey güzel buraya kadar da, ah be kızım yalan söylemenin manası ne, niye ömür muhabbet edeceğin arkadaşlarına yalan söylersin çalışmadım diye, doktor olacak insana yakışıyor mu bu. çalışıyorsan ben çalışıyorum arkadaş siz de çalışın de ki insan sansınlar. ayıp güzelim. haa, bunu yapan erkek tıpçı yok mu, o da var tabi lan, onlardan hiç bahsetmeyelim şimdi ders çalışmam gerek sınav geldi çattı lan.
hiç çalışmadan 95 alıp,100 alamadı diye tuvalatte bir ders boyunca ağlayanları da vardır. ne yapsan susmaz. bak ne yapsan diyorum.
bir çeşit embesil yaşam formudur.
aynı performansı tus sınavında gösteremeyecek kızdır.
sağlam bir küfür hak eden kızdır. ilkokulda da var bunlardan amına koyim. "yaa çalışamadım ooof"

- meryem gel kızım.

+ (korkuyla giderken) kesin 20 aldım ya...

- tebrikler! 90

+ biliyorduuuuuuuuuum.

ben: (içsesten) bsg.

edit:

ayrıca ölü taklidi yaparsanız gitmez, sizi kadavra sanır oyar lan...
geleceğin sinsi, saman altından su yürüten doktoru olacak kızdır.
sınavdan önce hiç bir şey bilmiyorum ne yapacağım ben diye yanınıza gelirler.sizde saf saf yaparsın edersin diye onu sakinleştirmeye çalışırsınız.sınavdan sonra şu dersin soruları çok zordu dediğinizde, yok hiçte zor değildi, ben sınavdan önceki sabah bir kere okudum hepsini yaptım derler.
suç bende sınavdan önce niye s*ıçtın kızım bir şey yapamayacaksın demedim ki.