bugün

Çoğumuzun başına gelen olay. Eğer takımınızda sabit bir kaleci yoksa ve son sıralarda kaleye geçecekseniz, dakikalar geçtikçe daha da artar bu gerginlik. Sıra size geldiğinde birkaç saniye umutlanırsınız belki unutulmuştur diye ama hiçbir işe yaramayan, koşmayan forvet oradan atlar ve "enterokinaz kaleye geçmedi abi. Sıra onda!" der. işte o an yıkıldığınız andır. Çünkü maçın sonu olduğu için kaleye en çok gelinen dakikalardır ve siz de kaleye geçince takımda savunma yapan adam kalmaz.

Bu gerginliği yok etmenin iki yöntemi vardır.

1-) kaleye ilk geçen adam olmak. Bu şekilde gerginliği daha sonra yaşamazsınız ama maçın en çok uzaktan şut çekilen zamanlarıdır. El yakar.

2-) takıma kaleci bulmak. Bu yöntemle halı saha boyunca muhteşem bir huzurla oynarsınız. Adeta bulutların üstünde yürümektesinizdir. Ama bu yöntemde de kaleciye kızmamak ve gollerde onu suçlamamak lazımdır. Yoksa size patlayabilir.
Biz kaleciden para almiyoruz. Guzel bir yontemdir. Bu seklide fobiyi atlatabilirsin.
(bkz: halı saha maçı klişeleri)
Malliktir sizi kaleye sokan pice kufurler edersiniz ve bi daha hali saha maclarina gitmezsiniz.