bugün

sıcağa kızıp; güneşe küfretmektir.
özellikle yaz aylarında; 40 derece sıcakta otobüs durağında gerçekleşir bu durum.

6 ay sonra, aynı otobüs durağında götünüz donarken; güneşe özlem duyarsınız.

bir orta kuşak ülkesi olup; 4 mevsimi yaşamak ilginç gerçekten.
özlüyorsan güney yarım küreye git orası hala soğuk .
genellikle yaz aylarında gerçekleşen olaydır.
beyaz tenli olmaktir.
nefret etmiyorum aslinda duygularim tam olarak @6 ile ayni. gunesin ilk cikmaya basladigi mevsimler genelde 2 ay sureyle ellerim kollarim kasinir. bi yanarim kizarmis tavuktan beter hale gelirim. gozlerim hassasdir. dunyada sadece insanlarin % 25i gunese cikinca hapsurur sanirim ufak capli bir alerjik reaksiyon ve lanet olsun bende o % 25 icindeyim. dunyanin en zeki % 25i icinde falan olsam ama yoooook bende sans ne arar.
soğuğu, rüzgarı, yağmuru, karı, fırtınayı sevmektir. belki hepsini değil ama bir kısmını sevmektir.
yazın tenin kararmasını istememektir. beyaz ten hastalığı olanlar için tabi.
yanmayı istememektir, zaten hava sıcak, bu sıcakta bir de yanınca insan uyuyamıyor bile.
geceyi sevmektir. baykuş olmak lazımmış bu hayatta. ya da vampir falan belki.
yıldızları olabildiğince uzaktan sevmektir. dibimizde olunca o kadar etkileyici olmuyor, uzakta olunca güzel oluyor.
Güneş’in saçma sapan bir yıldız olması nedeniyledir. Götüme kadar terledim, böyle orantısız güç uygulayan yıldız mı olur?

Çıkalım artık şu Güneş sisteminden. NASA, elon musk falan bir çaresini bulsun. Olmadı Pentagon dünyanın çekirdeğine hidrojen bombası falan atsın, yörüngeyi kaydıralım.
Sikerim ben böyle güneşi.