bugün

geleneksel nick altı savaşlarını yazıp, yavşamalarını yazmazsak olmaz.
savaş ve barış bir gülün dikenleri ve çiçekleri gibi değil mi? ya yaa...

zibilyon kere söylenmiştir ya, zibilyonbirinci kere de benimki olsun ne çıkar. hor görme garibi, kim bilir ne derdi vardır? he mi!
sevmiyorum lan. hiçbirinizi sevmiyorum anasını satayım. sevmeye değer olduğunuzu ne çabuk anlıyor bu über zekalı insanlar ona da hayret ediyorum.

aklıma bir sözlük başlığı geldi şimdi renk olarak pek açıyor bizimkisini. bu senenin moda rengi mormuş. kızlar... kimse aman ben bilmem, duymadım, görmedim demesin. başlık mı ne? yüzünü bile görmediğin insanla samimi olmak. yaptım be, sıfatıma tüküreyim ki ben de yaptım. ama hiçbir zaman bu kadar yavşamadım arkadaş. yavşaklığın da bir sınırı, hududu var be! bir tek aşka hudut çizilmiyor mihriban.

ah mihriban ah, bi anlatsam sana dertlerimi, burdan sizin köye yol olur yeminle.

bir de; böyle seveceksen, sevme beni mihriban.

eee... ne oldu sonra?

olmuyor arkadaşım, olmuyor güzel abicim. yapmayın. siz zannediyorsunuz ki klavye arkasında olduğunuz için saklanabiliyorsunuz. böyle almancılar gibi devrik devrik konuşuyorum ya, bi gidiyor hoşuma sorma. * ama sahici değil her şeyin rengi. yüzüne baktığınız, ama arkasını döndüğü anda milyon şey konuştuğunuz insanlara gülerken ne kadar yapmacıksanız burada yazarken de en az o kadar yapmacıksınız.

lan internet olm burası. biri gelir a acayibim der. * biri gider karşı cinse methiyeler düzer.
düzerler, düzersiniz, düzer.
biri de gelir dozer misali ezer geçer.

tamam sanalız, manalız dedik de, eşek sağır oldu kulağına su kaça kaça. ki bu oturaklı tarafı. bir de kaydıraklı tarafı var, ne sen soooor, ne ben söyleyeyim.

de yine unuttuk tanımı neyim.

tanımsal öge: herhangi bir günün, herhangi bir saati olabilme potansiyeli ile nasıl geleneksel olduğu bilinmeyen, ama aynı zamanda belki de bu bilinmezlik sayesinde geleneksel olmayı başarmış eğlence şeysidir. * *
(bkz: nickaltından eleştiri yapana kimin fake isin demek/#20891304)