bugün
- ekonomiden bir bok anlamayıp önüne gelene sallamak11
- bayanlar hakkında bilmedikleriniz9
- türkçe ezan zulmü11
- sözlüğün en hanımefendi yazarı28
- gecenin şarkısı9
- tekno faşizm çağına herkes uyanmalıdır15
- karınızın kapanmak istemesine ne dersiniz13
- erkeklerde ses tonu14
- samet akaydın10
- anın görüntüsü12
- bik bik ve insan olmaya ceyrek kala dansı12
- butun erkeklerin ayni olmasi15
- hayat bombokken bir şey olup daha da bombok olması12
- israil lübnan savaşı13
- selahattin demirtaş adam gibi adamdır15
- sahip olunan ilk otomobil14
- sözlükte erkek sanılmak13
- kimseyle konuşmak istememek18
- kasap dükkanına saldıran koyun11
- karınızın mini giymesine izin verir misiniz25
- 2 kişilik yiyorum hihihi diyen hamile12
- arabaya temmuz zammı11
- ülkücülerin ülkeye katkıları25
- astrolojiciler bi bitmediniz amk10
- hacca gitmek çok mu önemli15
- gideon reid morgan jj16
- hacda cesetlerin çöpe atılması18
- yaprak dökümündeki en suçlu karakter8
- gece yazıp gündüz yazmayan erkek34
- elazığ da sokakta çırılçıplak namaz kılan adam12
- 24 haziran 2024 hırvatistan italya maçı11
- diyarbakırda şeriatçıların şubelere saldırması12
- galatasaray lobisi14
- fener'in devletten yaklaşık 2 milyar tl istemesi17
- güzellik algınızı tam karşılayan ünlü18
- hava grubu burçları9
- true'nin gay olması29
- arkadaşlar sizce bu gömlek nasıl20
- ismet gürbüz9
- kadınlar tipe bakmaz25
- 22 haziran 2024 türkiye-portekiz maçı10
- ilim vs bilim11
- namaz kılan tecavüzcü kılmayandan daha iyidir19
- kedimin boğazımı sıkması18
- yalnızlığın anlaşıldığı anlar8
- hazal kaya10
- en nefret ettiğiniz ülke12
- paraya ihtiyacım var8
- müstakil eve asansör koymak10
- gideon reid morgan jj silik yesin kampanyası11
Tamer Korkmaz'ın 4 Şubat 2008'de Yeni Şafak gazetesinde yazdığı köşe yazısıdır. Başörtüsü düşmanlarının tahlilini yaptığı güzel bir yazıdır.
--------------------
Faşizmin dört atlısı
BiRiNCi ATLI:
'Laikçi' kadın dernekleri, öncülüğünü yaptıkları Anıtkabir yürüyüşü ile 'türban yasağı faşizmi'nin en büyük destekçisi olduklarını cümle âleme gösterdiler...
"222-A" şifreli sloganları, yürüyüşçülerin derdinin laiklik olmadığının kanıtıydı...
27 Mayıs darbesinin hemen öncesinde "Zinde Güçler"in sloganı "555-K" idi: "Beşinci ayın beşinde saat beşte Kızılay'da buluşalım" diyerek "yangın yerinde" rol almışlardı...
Kimi kadın dernekleri, eli kanlı 27 Mayıs askeri müdahalesinin özlemi ile yanıp tutuşuyorlar...
Laiklik istismarcısı/darbeci/ulusalcı malum cephe "dönülmez akşamın ufkunda" olduklarının farkında değil...
Miting miting, yürüyüş yürüyüş çağırdıkları darbe bir türlü gelmiyor; bundan sonra da gelmeyecek!
"Anıtkabir Eylemi"nde keşke Emekli Org. Şener Eruygur da laikçi bir gösteri yapsaydı...
Sarıkız ve Ayışığı kod adlı darbe girişimlerinin neden başarısız olduğunu anlatabilseydi, o kalabalığa!
Anıtkabir'de bolca laiklik sloganlarının yanı sıra "Satılmış AKP, işbirlikçi MHP" diye attıran yürüyüşçüler "Ne ABD, ne AB, Bağımsız Türkiye" diye de bağırmışlar!
Gerçeği bilselerdi, böylesine gaza gelirler miydi?
Bakınız, bu yürüyüşleri organize edenlerin ağa babaları için en hayati sorun Ankara'nın Washington'dan kopmuş olmasıdır. Geçen nisandaki yürüyüşleri de aynı temel nedenle bağlantılı olarak örgütlemişlerdi, ancak "Sam Amca'yı Ankara'da yeniden egemen kılmak" için vakit artık çok geçti!
* * *
iKiNCi ATLI:
Üniversitelerarası Kurul, türbana karşı ODTÜ'nün ev sahipliğinde konuşlanarak "sert bir bildiri" yayınladı.
Darbe Özlemcisi Rektörler, bu bildiri ile "28 Şubat Faşizmi"nin ruhunu çağırdılar!
"Yine gelecek" sanıyorlar ama nafile...
28 Şubat'a şurada pek bir şey kalmadı: Bu defa olsa olsa "türbana özgürlük" gelebilir!
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan "Yabancı ODTÜ"de ÜAK'çılara esir düşmüş gibiydi: Alkışlarla protesto edildi; konuşması ise hiç alkışlanmadı...
"Eski Statüko"ya ait "YÖK Komutanlığı"nın ruhu CHP Meclis Grubu kürsüsünden tanıdığımız ODTÜ Rektörü Ural Akbulut ile ÜAK Başkanı/Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Akaydın'a geçmişti!
Akaydın, bazı kadın öğretim üyelerinin türbanı protesto etmek için derslere girmeyeceklerinden bahsediyordu...
Şayet, böyle bir eylemi yaparlarsa ayrımcılığı zirveye çıkarmış olurlar...
Sözü edilen kadın öğretim üyeleri, emekli olup ya da istifa edip "Haydi Kızlar Okula" kampanyalarında gönüllü olarak çalışmalılar!
* * *
ÜÇÜNCÜ ATLI:
istanbul Üniversitesi Rektörü Mesut Parlak'ın türban yasağının kalkması durumunda bulduğu çok parlak bir formül var! Ki böyle bir formül, daha şimdiden "faşizm tarihi"ndeki mümtaz yerini sağlama almış durumda...
"Derslere girmemek" şöyle dursun; tersine türbanlı öğrencilere sınavlarda azap çektirmekten söz ediyor, "yabancı" rektörümüz: "Türbanlılara hak ettikleri notu vermeyeceğiz" diyor!
Demek ki, bundan böyle bir "laik not" olacak, bir de "anti-laik" not...
Şöyle bir düşünün, bir rektör çıkıyor ve "Kıyafete göre not" ile tehdit ediyor, öğrencileri...
Türkçesi şu: "Mussolini pabucu yarım, çık dışarı oynayalım!"
* * *
DÖRDÜNCÜ ATLI:
Hürriyet'in kaptan köşkünde oturan E.Ö. adlı "sivil amiral" ise bugünlerde aynen Deniz Baykal gibi elinde benzin bidonu ile dolaşıyor...
E.Ö. "AKP ve MHP milletvekilleri türban konusunda bir nevi davadan döneni vurun psikozuna girdiler..." iddiasında: Dahası, "Oldu olacak, silah üzerine yemin etseydiniz" feveranıyla ortalığı ajite ediyor...
AKP ve MHP yılların kanayan toplumsal yarasını iyileştirmek için çabalıyor, oysa: Dolayısıyla, her iki parti için "davadan döneni vurun psikozuna girdiler" demek en hafif deyimle iftiradır...
"Silah Üzerine Yemin"e gelince...
"28 Şubat'çılığıyla övünen E.Ö. silah üzerine yemin ettirenlerin kimler olduğunu çok çabuk unutmuşa benziyor: "BÇG Fişlemecisi" emekli albay Fikri Karadağ'ın o tüyler ürperten görüntülerini banttan bir daha izlesin, hele!
--------------------
http://www.yenisafak.com.....2008&y=Tamer_Korkmaz
--------------------
Faşizmin dört atlısı
BiRiNCi ATLI:
'Laikçi' kadın dernekleri, öncülüğünü yaptıkları Anıtkabir yürüyüşü ile 'türban yasağı faşizmi'nin en büyük destekçisi olduklarını cümle âleme gösterdiler...
"222-A" şifreli sloganları, yürüyüşçülerin derdinin laiklik olmadığının kanıtıydı...
27 Mayıs darbesinin hemen öncesinde "Zinde Güçler"in sloganı "555-K" idi: "Beşinci ayın beşinde saat beşte Kızılay'da buluşalım" diyerek "yangın yerinde" rol almışlardı...
Kimi kadın dernekleri, eli kanlı 27 Mayıs askeri müdahalesinin özlemi ile yanıp tutuşuyorlar...
Laiklik istismarcısı/darbeci/ulusalcı malum cephe "dönülmez akşamın ufkunda" olduklarının farkında değil...
Miting miting, yürüyüş yürüyüş çağırdıkları darbe bir türlü gelmiyor; bundan sonra da gelmeyecek!
"Anıtkabir Eylemi"nde keşke Emekli Org. Şener Eruygur da laikçi bir gösteri yapsaydı...
Sarıkız ve Ayışığı kod adlı darbe girişimlerinin neden başarısız olduğunu anlatabilseydi, o kalabalığa!
Anıtkabir'de bolca laiklik sloganlarının yanı sıra "Satılmış AKP, işbirlikçi MHP" diye attıran yürüyüşçüler "Ne ABD, ne AB, Bağımsız Türkiye" diye de bağırmışlar!
Gerçeği bilselerdi, böylesine gaza gelirler miydi?
Bakınız, bu yürüyüşleri organize edenlerin ağa babaları için en hayati sorun Ankara'nın Washington'dan kopmuş olmasıdır. Geçen nisandaki yürüyüşleri de aynı temel nedenle bağlantılı olarak örgütlemişlerdi, ancak "Sam Amca'yı Ankara'da yeniden egemen kılmak" için vakit artık çok geçti!
* * *
iKiNCi ATLI:
Üniversitelerarası Kurul, türbana karşı ODTÜ'nün ev sahipliğinde konuşlanarak "sert bir bildiri" yayınladı.
Darbe Özlemcisi Rektörler, bu bildiri ile "28 Şubat Faşizmi"nin ruhunu çağırdılar!
"Yine gelecek" sanıyorlar ama nafile...
28 Şubat'a şurada pek bir şey kalmadı: Bu defa olsa olsa "türbana özgürlük" gelebilir!
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan "Yabancı ODTÜ"de ÜAK'çılara esir düşmüş gibiydi: Alkışlarla protesto edildi; konuşması ise hiç alkışlanmadı...
"Eski Statüko"ya ait "YÖK Komutanlığı"nın ruhu CHP Meclis Grubu kürsüsünden tanıdığımız ODTÜ Rektörü Ural Akbulut ile ÜAK Başkanı/Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Akaydın'a geçmişti!
Akaydın, bazı kadın öğretim üyelerinin türbanı protesto etmek için derslere girmeyeceklerinden bahsediyordu...
Şayet, böyle bir eylemi yaparlarsa ayrımcılığı zirveye çıkarmış olurlar...
Sözü edilen kadın öğretim üyeleri, emekli olup ya da istifa edip "Haydi Kızlar Okula" kampanyalarında gönüllü olarak çalışmalılar!
* * *
ÜÇÜNCÜ ATLI:
istanbul Üniversitesi Rektörü Mesut Parlak'ın türban yasağının kalkması durumunda bulduğu çok parlak bir formül var! Ki böyle bir formül, daha şimdiden "faşizm tarihi"ndeki mümtaz yerini sağlama almış durumda...
"Derslere girmemek" şöyle dursun; tersine türbanlı öğrencilere sınavlarda azap çektirmekten söz ediyor, "yabancı" rektörümüz: "Türbanlılara hak ettikleri notu vermeyeceğiz" diyor!
Demek ki, bundan böyle bir "laik not" olacak, bir de "anti-laik" not...
Şöyle bir düşünün, bir rektör çıkıyor ve "Kıyafete göre not" ile tehdit ediyor, öğrencileri...
Türkçesi şu: "Mussolini pabucu yarım, çık dışarı oynayalım!"
* * *
DÖRDÜNCÜ ATLI:
Hürriyet'in kaptan köşkünde oturan E.Ö. adlı "sivil amiral" ise bugünlerde aynen Deniz Baykal gibi elinde benzin bidonu ile dolaşıyor...
E.Ö. "AKP ve MHP milletvekilleri türban konusunda bir nevi davadan döneni vurun psikozuna girdiler..." iddiasında: Dahası, "Oldu olacak, silah üzerine yemin etseydiniz" feveranıyla ortalığı ajite ediyor...
AKP ve MHP yılların kanayan toplumsal yarasını iyileştirmek için çabalıyor, oysa: Dolayısıyla, her iki parti için "davadan döneni vurun psikozuna girdiler" demek en hafif deyimle iftiradır...
"Silah Üzerine Yemin"e gelince...
"28 Şubat'çılığıyla övünen E.Ö. silah üzerine yemin ettirenlerin kimler olduğunu çok çabuk unutmuşa benziyor: "BÇG Fişlemecisi" emekli albay Fikri Karadağ'ın o tüyler ürperten görüntülerini banttan bir daha izlesin, hele!
--------------------
http://www.yenisafak.com.....2008&y=Tamer_Korkmaz
güncel Önemli Başlıklar