bugün

türkiye toplumudur.

baskı kurma çabaları ailede başlar. gelenek görenekler bile bireyi değil yığını düşünür bu toplumda ailede başlayan baskı okulda devam edecektir.

okul: bilimle ilgisi olmayan eğitim başlar bu okullarda yaratıcı düşünce yoktur sadece bir takım bürokratın sistemli tecavüzü vardır.

matematik ispatlarla teoremlerle değil ezberle öğretilir daha doğrusu öğretilemez.
tarih baştan aşağı romantik bir yazarın sıçınıtılarından ve yalanlardan başka bir şey değildir.
türkçe- edebiyat: çok basit olan gramer bilgisi bile kimseye öğretilemez. her şey yerine ''herşey'' geldin mi yerine ''geldinmi'' yazan bir sürü cahil aramızdadır. yine edebiyat gibi bireyin görüş alanını genişletecek bir ders sıkıcı ezber seanslarından başka bir şey olamamıştır.

bu bilinçli bir şekilde yapılır. yoksa edebiyatla ilgilenen cebir bilen zeki bir kuşak bütün siyasi oruspu çocuklarının tekerine çomak sokacaktır.

ve en önemlisi kurumsal birer çöplük olan okullarda öğretmen denen asalak bürokrat takımının tecavüzüne uğrayan çocuklardır. burada çocuk okumaktan nefret etmiş tarih derslerinde yalan yanlış bilgilerle beyni yıkanmış bir köle olmuştur ve kızgındır nefret etmektedir çünkü okulda en iyi bu öğretilir.

baskının ve de jenerasyonun en katmerlisi işte bu işe yaramaz okullarda gerçekleşir ve okulların yarattığı yığınlar toplamı=toplumdur.

birde askerlik vardır ki zaten insanlık ayıbıdır. neyse toplum işte yaramaz bir yığına hareket eden mekanik bir robota dönüşmüştür artık. bu sistemin eritemediği herkes garip ve anormaldir. eşcinseller ,aleviler, anarşistler vb tüm gruplar bu hastalıklı toplum tarafından linç edilmek istenir bu kokuşmuş toplum düşmeye de şimdiden başlamıştır. beter olsun.