bugün

Ne yazık ki hep böyle olmuştur. Aynı eski türk devletleri yönetim biçimi gibi istisnası görülmemiştir. Sonradan çocuk belki yırtar bir şekilde ama aslında o fakir doğmuştur hiçbir şey bu gerçeği değiştiremez.
(bkz: bunlar babadan oğula nesil galiba)
(bkz: kast sistemi)
böyle birşey yoktur. çalışan fakir zengin, parayı çarçur eden zengin de fakir olabilir.
türkiye deki gelir adaletsizliği maalesef ki ekonomik anlamda bir kast sistemi oluşmasına neden oluyor.
kendi fakirliğimi "benim suçum değil ki babamın suçu" diyerek savunmama sebep önerme. doğrudur, babanız fakirse belli bir yaşa kadar böyle gider.
dededen de toruna geçer. ta ki o kısır döngüyü kıracak, eğitim alacak, iş tutacak bilinçli bir birey gelene kadar. genetik faktörlere elbette ki diyecek bir sözüm yok. insanın kapasitesi yetmeyebilir, bu sebeple de okumaz, içinden gelmez. ancak bir sülale komple böyle olmaz ki arkadaş. örneğin dedemin babası ve haliyle dedem çok ama çok fakirmiş.e hal böyle diye babam malı serip yatmamış, iyi kötü bir şeyler öğrenmiş ve eli ekmek tutmuş. şimdi de bizler bazı şeyleri ilerletmek için çabalıyoruz.

yani teker dönüyor şükürler olsun ki.

ha şunu da anlarım; bir adam çok ama çok fakirdir ve çocuklarını mecburen çalıştırır. ama bilmiyorum ya...
bu döngüyü kırmak zordur aslında.
yani artık eskisinden de zordur. özel okula giden, 15-20 kişilik sınıflarda ders gören, en iyi dershanelerde okuyan, istediği test kitabını alabilen, özel dersler alan zengin çocuğun üniversiteye giriş sınavında başarma olasılığıyla,
50-60 kişilik sınıflardan oluşan, öğretmenlerin çocukları dayakla eğittiği(!), eğitimin pek önemsenmediği devlet okullarında okuyan, dershane test kitabı falan zaten olmayan bir fakir çocuğun başarma olasılığı aynı mı?
ee üniversiteye giremezsen de nerede meslek nerede para?
(bkz: gizli kast)