bugün

Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırması sonunda sonuçlarını vermeye başladı sözlük.
NASA’nın Kepler teleskopu, Dünya’nın uzayda yaşam olan tek gezegen olmadığı savını güçlendiren yeni bir keşfe imza attı. Kepler-186 adı verilen kırmızı cücenin yörüngesinde, Dünya’dan sadece yüzde 10 daha büyük ve kayalık bir gezegen keşfedildi.

Dünya’dan 496 ışık yılı mesafede yer alan Kepler-186 güneş sisteminde kayalık ve su barındırdığı düşünülen bir gezegen keşfetti. Kepler-186f adı verilen gezegenin yaşam barındırıyor olabileceği belirtildi.

Tam burda canınız okurken sıkılmasın diye olayı özetliyorum: gezegen dünyanın ikizi değil ama kuzeni.
Su içerdiği iddia ediliyor ve fotosentez için gerekli ışık var.

Kepler-186f adı verilen gezegenin yıldızı ile arasındaki mesafe, Güneş ile Dünya arasındaki mesafenin 3’te 1’i kadar. 'Kırmızı cüce' adı verilen yıldızların, Güneş’ten daha soğuk ama uzun ömürlü olmasının, yeni keşfedilen gezegendeki yaşam olasılığını da arttırdığı ifade edildi.

Kepler 186f, beş gezegenli sistemde yıldızına en uzak mesafede yer alan gezegeni temsil ediyor. Gökbilimciler, gezegenin yaşanabilir bölgede yer aldığına emin olduklarını belirtirken, Kepler-186f’te yaşamın oluşmasını sağlayacak iklimsel ve evrimsel sürecin gerçekleşmiş olabileceğine inanıyor.

Kırmızı cücelerin Güneş’e kıyasla daha sönük olmasına rağmen yaşamı destekleyebileceklerine dikkat çeken Washington Üniversitesi’nden Victoria Meadows ise “Kepler-186f, bitkilerin fotosentezde kullandığı ışığın 6’da 1’ini dalga boylarında alıyor. Dünya’da bu miktarla yaşamını sürdürecek birçok bitki türü bulunuyor” diyor.

Yani benim güzel sözlüğüm yaşam olmaması için hiç bir sebep yok.

Yıldızlardaki patlamalar diğer gezegenlerde yaşamı olumsuz kılıyor ama bu gezegende:

Gökbilimciler, Kepler-186f’in Dünya’ya kıyasla yıldızına çok daha yakın olmasının yaşam için bir tehdit oluşturmayacağını da belirtti. Meadows, Güneş Sistemi’ne kıyasla, kırmızı cücelerde yaşanan patlama ve fırtınaların gezegenlerini fazla etkilemediğine dikkat çekti.
Meadows, yaşlı ve ‘sessiz’ bir yıldız olan Kepler-186’da meydana gelen patlamaların Güneş’le kıyaslanamayacak seviyede güçsüz olduğunu ve olası yaşamı tehdit etmeyeceğini belirtti.

Anlayacağımız pek yakın bir gelecekte ve teknolojik gelmeyi göz önüne alırsak büyük bir ihtimalle ilk dünya dışı zeka barındıran bir gezegen bulucaz.
Belki de "merhaba uzaylı dostum biz Dostuz" diyecez.
hep şu düşünce aklımı kurcalamıştır. örneğin 400 ışık yılı uzaklıkta bir gezegen keşfettik.teleskoplarla gözlemlediğimizde biz o gezegenin eski halini gözlemlemiş oluyoruz. çünkü ışığın kat ettiği mesafe var. diyelim ki biz o gezegene yerleşmeye karar verdik. peki ama ya o gezegende yaşam çoktan yok olduysa ? ve biz hala "gezegende yaşamın olduğu" zamanı gözlemliyorsak ? dedik ya ,yıldızlara ,gezegenlere baktığımızda onların eski hallerini görüyoruz diye .. bu aklımı karıştırıyor . biz o gezegene gittiğimizde belki o gezegende yaşam yok oldu ve boşuna gidildi onca mesafe ?
Bu gezegen 496 ışık uzaklıkta. Yani 496 yıl fark var aramızda. Şu an bu gezegene baktığımızda önündeki 496 yıl içinde çok oğlanüstü bi durum olmamak şartıyla başına bi felaket gelmesi mümkün değil.

Hede: hubel onu bende hep düşünmüşümdür ama bu gezegenin yaşı şu an dünyada olduğu gibi bir yaşamın doruk noktasında olmasada ilk başlarında olmaya musait. Bu kez geç kalınmadı lan.*