bugün

genelde hikayemiz şu şekilde gelişir, piç diye tabir ettiğimiz, alkol ortamlarını seven, kızlarla iyi geçinen, haftada 1-2 değişik kızla yatmayı kendine ilke edinmiş yurdum erkeği ne olduğunu anlamayamadan evlilik masasına oturur. nedeni bilinmez ancak o şaşalı yaşamını bir kenara bırakıp aile babası olma yolunda ilk adımını atar ve evlenir. artık eve daha erken gelmeler, kızlarla takılmaların bitiş noktasına ulaşması gibi kişice sıkıntılı olaylar evliliğin en başında daha onu bulmuştur. ancak bir eşi vardır ve eşininde ondan beklentileri. film kıvamına geçersek bu erkek ya hayatını değiştirip oturup karısıyla çekirdek çıtlatan, çocuğunu park bahçe gezdiren ya da eski hayatına devam edipte evliliğin ilk aşamasından son aşamasına hızlı bir geçiş yapan erkek modeli durumuna düşer. izleyelim, görelim.
ilişkiler üzerine doktora yapmış bir yazar arkadaşın önermesi.

hı-hı evet.
Değişmeyen tek şey değişimdir ve köprünün altından çok sular akar sözü ile aynı manaya gelir.Mezardaki ölüler bile değişir,değişir,değişir.