bugün

genel itibariyle, bir ülkede etnik açıdan azınlıkta olan gruplara ekstra haklar tanınmasıdır.

türkiye özeline gelecek olursak; lozan antlaşması'na göre türkiye'de etnik azınlık olarak yunanlar, yahudiler ve ermeniler nitelendirilmiştir. türkler dışında olan diğer gruplar ise, bir asli kurucu unsur olarak görülmüştür. lâkin bunlarıda hesaba katsak bile söz konusu pozitif ayrımcılığa tâbi tutulacak hiçbir kesim yoktur. çünkü bu ülkede yaşayan asli unsurlardan hiçbiri, hiçbir zaman ve zeminde menfi bir ayrımcılığa maruz kalmamıştır. örneğin, kürt boyuna mensup bir vatandaş çıkıp ben bu ülkede ayrımcılığa maruz kaldım diyemez/dememelidir. eğer zerre kadar dimağ ve vicdanı varsa ve bunu diyorsa bir art niyet aramak gerekir. bu ülkede ben kürt/çerkez olduğum için şu okula/işe vb. alınmadım diyemez çünkü böyle bir şey olmamıştır (belki ferdi birkaç olay olmuş olabilir ama bir devlet politikası şeklinde böyle bir uygulama hiçbir zaman olmamıştır.)

velhasıl, pozitif ayrımcılık, dezavantajlı bir konumda olanlara yapılan bir uygulamadır. türkiye'de söz konusu konuda hiçbir kesim dezavantajlı bir konuma sokulmamıştır ya da olmamaıştır.