bugün
- b'u r c u14
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı78
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı11
- anın görüntüsü32
- ya tarkan da ölürse9
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur16
- metin arolat31
- klarnet calan sarapci koala 69
- amca diyen kasiyer kız8
- otobüste uyuyamamak8
- ctrlx9
- neden sürekli kabız oluyorum14
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri10
- narin güran17
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın12
- bel çevreniz kaç cm12
- bimde çalışanda akıl var mı13
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- siber güvenlik başkanlığı9
- sudekiray12
- sağ yan ağrıması8
- menuet13
- hasta olsam geçmiş olsun der misiniz9
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
- geçmiş olsun menuet13
- arkadaşlar beni neden insta'dan takip etmiyorsunuz12
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz11
- notaların cinsel ilişkiye girmesi10
- derbi sonrası mourinho'nun istifaya davet edilmesi11
- zafer partisi8
- uludağ sözlük discord grubu12
- sahilde eğlenen suriyeli genç erkek kardeşlerimiz14
- sözlükte tek destekçimin true olması8
- kuresel ikinma'nın ne biçim yetkili olması11
- çekrekliğe bi vursak yüzde 75i boşa gider10
- türk sevmeyip afgan ve suriyeli seven yazarlar17
- bana aşık yazarlar15
- kuresel ikinma'ya yetkili diyen zavallılar10
- gocu silik yesin kampanyası15
- doritoslu çiğ köfte16
- menuet'in çok gergin ve sinirli olması9
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna9
- gocu isimli küfürbazın çaylak olması10
- eve çağıran erko21
- umut halil icardi9
- türkiyede neden herşey pahalı8
- bir kadın sizi takip etmeden storynize bakıyorsa12
yeni alınan telefonla birlikte bir köşeye atılan, ya da satılan telefonu, onunla geçirilen acı, tatlı günleri özlemektir.
alt tarafı telefondur, biri gider, biri gelir, sim'i al, yeniye tak, olsun bitsinle geçiştirilemeyecek bir özlemdir. evet, altı üstü sadece bir alet olabilir, böyle düşünülebilir, ama bugüne kadar edindiğiniz telefonlar içinde en büyük kavgalarınızı, kırgınlıklarınızı çeken, bir sinir anında yere veya duvara fırlatıp, "bir şey olmaz, bozulmaz" dediğiniz ve her seferinde de sizi yüzüstü bırakmayan, aslanlar gibi çalışmaya devam eden telefonunuza sadece bir alet olarak bakamazsınız.
ilk aldığınız an garip gelen, "bu ne ya, nasıl yazacağım ben bununla!" diye düşüncelere daldığınız, başlarda gerçekten kullanması zor gelen, fakat sonralarda alıştığınız, elinizden düşürmediğiniz bir yoldaş olmuştur. gün olmuş, sayesinde aranmayı umutla beklemiş, gün olmuş, attığınız mesaja cevap gelmesini onu elinizde sıkı sıkı tutarak beklemiş, edilen kavgalara, bağırış çağırışlara aldırış etmemiş, ufak tefek şeyleri dışında bunca seneye rağmen sapasağlam kalabilmiştir. sonra bir gün yenisini almaya karar verirsiniz, alırsınız. o ise eskide kalınmışlığın ezikliğiyle masanın üzerinden size bakar durur. "ben çektim lan bunca acını, bunca küfürü ben yedim, bunca mesajı sayemde aldın, seninle bekledim aşık olduğun adamın aramasını, eski bir arkadaşının mesaj atmasını, en özlediğin anlarda annenin sesini sayemde duydun, fırlattın, attın, koltuğun dibinde kaldım, yatağın altına soktun, günlerce yüzüme bakmadın, sesimi çıkardım mı? yenisini alınca masaya koydun, arada eline alsaydın bari nankör!" der gibi bakar. daha fazla dayanamaz, çekmeceye koyarsınız.
bir gün para lazım olduğu için satmak zorunda kalırsınız. arkadaşınızla gider, sizin için yeterli, uygun bir fiyata satarsınız. şimdi de aklınıza düşmüştür, düşünürsünüz, acaba kimin elinde, kimin kahrını çekiyor diye...
eski telefonu özlemek, eski arabanızı özlemek gibidir. o arabayla nerelere gitmiş, neler paylaşmışsanız, eski telefonunuzla da bir şeyler paylaşmışsınızdır. eskiler unutulmazdır, yeni şeyler alsak bile aklımızda eskiler vardır...
alt tarafı telefondur, biri gider, biri gelir, sim'i al, yeniye tak, olsun bitsinle geçiştirilemeyecek bir özlemdir. evet, altı üstü sadece bir alet olabilir, böyle düşünülebilir, ama bugüne kadar edindiğiniz telefonlar içinde en büyük kavgalarınızı, kırgınlıklarınızı çeken, bir sinir anında yere veya duvara fırlatıp, "bir şey olmaz, bozulmaz" dediğiniz ve her seferinde de sizi yüzüstü bırakmayan, aslanlar gibi çalışmaya devam eden telefonunuza sadece bir alet olarak bakamazsınız.
ilk aldığınız an garip gelen, "bu ne ya, nasıl yazacağım ben bununla!" diye düşüncelere daldığınız, başlarda gerçekten kullanması zor gelen, fakat sonralarda alıştığınız, elinizden düşürmediğiniz bir yoldaş olmuştur. gün olmuş, sayesinde aranmayı umutla beklemiş, gün olmuş, attığınız mesaja cevap gelmesini onu elinizde sıkı sıkı tutarak beklemiş, edilen kavgalara, bağırış çağırışlara aldırış etmemiş, ufak tefek şeyleri dışında bunca seneye rağmen sapasağlam kalabilmiştir. sonra bir gün yenisini almaya karar verirsiniz, alırsınız. o ise eskide kalınmışlığın ezikliğiyle masanın üzerinden size bakar durur. "ben çektim lan bunca acını, bunca küfürü ben yedim, bunca mesajı sayemde aldın, seninle bekledim aşık olduğun adamın aramasını, eski bir arkadaşının mesaj atmasını, en özlediğin anlarda annenin sesini sayemde duydun, fırlattın, attın, koltuğun dibinde kaldım, yatağın altına soktun, günlerce yüzüme bakmadın, sesimi çıkardım mı? yenisini alınca masaya koydun, arada eline alsaydın bari nankör!" der gibi bakar. daha fazla dayanamaz, çekmeceye koyarsınız.
bir gün para lazım olduğu için satmak zorunda kalırsınız. arkadaşınızla gider, sizin için yeterli, uygun bir fiyata satarsınız. şimdi de aklınıza düşmüştür, düşünürsünüz, acaba kimin elinde, kimin kahrını çekiyor diye...
eski telefonu özlemek, eski arabanızı özlemek gibidir. o arabayla nerelere gitmiş, neler paylaşmışsanız, eski telefonunuzla da bir şeyler paylaşmışsınızdır. eskiler unutulmazdır, yeni şeyler alsak bile aklımızda eskiler vardır...
güncel Önemli Başlıklar