bugün

Eski bi arkadaşla seneler sonra karşılaşmak, kıçı başı ayrı oynayan, elini kolunu sabitlemekte zorluk çeken, boş bulduğu enseyi affetmeyen arkadaşın ağır başlılığa yelken açtığını, ''yaşanmışlıklar'' ından dersler çıkardığını, iyi kötü planları olduğunu görmek, ''artık okulda bitti çalışmamız gerek'', ''sorumluluk almayız oğlum, böyle böyle nereye kadar'', ''askere gidecem sonrada hayatımı düzene sokacam '' gibi bi takım yarı nasihatlere maruz kalmak, zaman sonra tüm bunları bi kenara bırakmak, arada ki mesafe kapanınca eski sulu zırtlaklığa geri dönmek.

edit piaf: yıllardır yapageldiğim gözlemlerimin imbiğinden katre katre süzülen kesitlerden bi kesit oluum bu entry. peeh!!
fatih: pardon siz hüseyin'in kız kardeşi misiniz, çok benzettim de
hüseyin: ayol hüseyin ben hüseyin