bugün

5. (bkz: din şurası) konuşmasıdır.

diyor ki;

-son 200 yıldır bu ülkede bazı konular özgürce ele alınamamıştır. din konusu mahalle baskısından kurtulamamış, dindarlar horlamaya maruz kalmıştır. dizilerde, romanlarda din ile cehalet eş tutulmuştur.

türkiye'de ulusal ve yerel derken ortalama bir uydu cihazından yüzlerce kanal var mı, var.

peki sabahtan akşama kadar dini yayın yapan kanallar var mı, var.

peki bu kanalların reytingi kaç? işte senin gibi düşünen insanların sayısı da bu kadar.

eyy işine gelince halkın işine gelince makamın arkasına sığınan zihniyet.
halkın bu dini kanalları değil; muhteşem yüzyıl, bu tarz benim, o ses türkiye izliyor. peki sen hangi mahalle baskısından bahsediyorsun. (bkz: dinci kompleksi)

bunu analiz etmek için sosyolog olmaya gerek yok, bazıları kendi hayal dünyasında yarattıkları toplumu yönetmek istiyor.

http://www.youtube.com/watch?v=L2JE3bzFpJ8
kafasındaki karanlık düzenin çizgilerini açığa vurduğu gerici konuşmadır.

rte, ülkemizin temel çimentosu olan ve her ırk, her din ve her görüş mensubu vatandaşları kucaklayan, barışın yegane teminatı olan yurttaşlığı bir din olarak nitelendirme cüreti göstererek "bunlar kendi elleriyle yurttaş dini benzeri dinler inşa ederek islamın karşısına kendi yapay dinlerini koymanın çabası içinde. din ve devlet işleri ayrı olsun diye kendi yapay dinlerini devlete egemen kılmanın mücadelesini verdiklerinin bilincinde değiller. 'kabe arabın olsun çankaya bize yeter" dediler. bu yapay bir din kurma helvadan put yapma değil de nedir ? kendileri yaptılar kendileri taptılar".

rte böylece herşeyi birbirine karıştırıp çarpıtırken, yurttaşlık kavramını islama aykırı gördüğünü, yurttaşlık kavramı yerine ümmeti ve ümmetin başında da bir çobanı hayal ettiğini ifade ediyor. tc cumhurbaşkanlığını, tc yasaları gereğince kazanmış ve anayasaya uymak zorunda olan bir kamu yöneticisinin çağa aykırı görüşleri akit gazetesinin görüşlerinden farksız.

rte aslında kendisinin merkezinde olduğu yeni bir tür kişiye özel islam ve karanlık bir düzen inşa etmekten başka bir yol göremiyor.

tehlikenin farkında mıyız ?
eyvah dedirtmiştir. eyvah.

erdoğanın yaptığı açıklamaların hemen hemen hepsi, iç anadoluda, kırsal kesimde, hayatında iki kitabı eline alıp da okumaya tenezzül etmemiş adamlar tarafından sıklıkla dile getirilen şeyler. yani avam fikirler.

insanlar cumhurreisine "hatip" diyor, halktan biri gözüyle bakıyor. halktan biri olmak güzel bir şey. süleyman demirel de, turgut özal da, ecevit de halktandı. ama halk gibi olmak değildir iyi olan, avamlık değildir, cehalet değildir övülmesi gereken.

daha hala "islamofobi"den bahsediyor, daha hala islamın ilk emrinin "oku" olduğundan bahsediyor. yahu sayın reisicumhur; oku emrini kaç insan yerine getiriyor yahu? siz ne kadar okuyorsunuz? ne okuyorsunuz? daha geçen gün, kolomb amerikaya ilk ayak bastığında cami görmüştü dediniz. sonunda ortaya çıktı ki, orada bahsedilen şey, güzel bir camiye benzetilen dağ imiş. siz ne kadar okuyorsunuz?

islam ilerlemeye karşı olarak algılandı diyor. sayın reisicumhur, sultan ikinci mahmud, fesi getirdiği için gavur padişah ilan edildi o insanlar tarafından. daha sonra fesi kaldırıp şapkayı getiren atatürke de "fesimizi çıkarmayız, dinen caiz değildir" dedi bu insanlar. islam değildi ilerlemeye karşı olan. ama islamı elinde eğip büküp, sadece şekilden ibaret bir hale sokmaya çalışan kitle, ki bugün bunların meydana getirdiği yeküne politik islam diyoruz, ilerlemenin her türlüsü karşısında ayak bağı olmaktan başka bir şey yapmadılar.

yolsuzluk bunların başının altından çıktı. yolsuzluğu yolsuzluk olmaktan çıkardılar. bir fermanla, tecavüzü tecavüz olmaktan çıkardılar. bebek katlini dahi, islam gibi bebeğin günahsız bir melek olarak doğduğu inancını aşılayan bir dinin içine sokuşturdular. siyasetin tüm pisliğini islamın içine gizlediler. karşı çıkan ulemayı, bu dinsizdir diyerek ortadan kaldırdılar. şimdi onların torunları da aynı yalanları ve iftiraları atarak, islamın arkasına sığınıyor. peh peh peh.

bir etrafınıza bakın sayın erdoğan. suriyeye baktığınızda, ırak'a, suudi arabistan'a, mısır'a baktığınızda islam uygarlığını, barış dinini göremeyeceksiniz. ortadoğuya baktığınızda, orta çağın karanlık avrupasını göreceksiniz. aynı kurana dayandığını iddia edip de kendi dindaşını kafir ilan edip, kafalarını kesen barbarları göreceksiniz. bir tane bile ebu zerr'e, hz ali'ye, hz ömer'e rastlamayacak gözleriniz. dört bir köşede yezidler, ebussuud'lar göreceksiniz.

eğer bu konuda gerçekten bir şeyler yapmak istiyorsanız; kafanızı deve kuşu misali toprağa gömmeyi bırakın. yobazları savunmayı, müslümanların düştüğü müşkül durumu gizlemeyi bırakın. gerçekten hem dindar hem de bilimde ileri bir nesil yetiştirmek istiyorsanız, islamı devletin tekelinden kurtarın. bırakın insanlar istediklerine inansın, istedikleri gibi inansın. işte o zaman geleneğinde ve toprağında binlerce eşsiz medeniyetin izlerini taşıyan bu ülke, yeryüzünde eşi benzeri görülmemiş bir kalkınmayı, aydınlanmayı gerçekleştirebilir. ama sizin o öve öve bitiremediğiniz yobazların elinde türkiye; en fazla bir afganistan olur. iran bile, endonezya bile olamaz.