bugün

Claudia Mitchell ilk defa bir eliyle muz soymak zorunda kaldığında, gözyaşlarını tutamadığını aktarıyor. Bu, bir motorsiklet kazasında sol kolunu kaybetmesinden birkaç ay sonrasıydı. Muzu soymak için ayaklarıyla tutmak ve boştaki tek eliyle soymak zorunda kalmıştı.

26 yaşındaki Mitchell, o haftayı şöyle anlatıyor:

"Hiç hoş günler değildi. Her ne kadar muz soymak gibi tek kolla yapması zor bir görevi başarmış olsam da, başardığım şey hiç de mutluluk vermiyordu."

Şimdi ise Mitchell istediği tüm hareketleri, diğer tüm insanlar gibi kolayca yapabiliyor. Tek yapması gereken, prostetik olarak yerleştirilmiş robotik kolunu muza doğru uzattığını ve sonrasında da kavradığını hayal etmek. Robotik kolu, beyninden geçenleri algılayıp, isteklerini yerine getiriyor ve Mitchell'e düşen sadece sağ eliyle meyveyi soymak oluyor.

Mitchell'in yapay kolunun takıldığı Chicago Rehabilitasyon Enstitüsü, sadece Amerikan Gelişmiş Savunma Araştırmaları Projeleri Ajansı'ndan (DARPA) 50 milyon dolara yakın destek alıyor. Bu para, gerçeğe daha yakın, daha güçlü, daha atik, daha esnek biyonik ve robotik kolların icadı için kullanılıyor.

Temmuz ayı itibariyle sadece Irak'taki Amerikan askerlerinin 411'i, Afganistan'daki askerlerin 37'si, kollarını veya bacaklarını kaybetmiş vaziyette. Stanford Üniversitesi'nin istatistiklerine göreyse tüm dünyadaki uzuv yitimiyle baş eden insanların sayısı 10 milyonu geçiyor. Bunun 3.5 milyon civarı kol kaybı, geri kalanıysa bacak kaybından oluşuyor.

Şimdilik biyonik kollar, beyne geri bildirimde bulunarak hisleri yaratamıyor. Mitchell, gelecekte yapay bir elle yeniden hissedebilmeyi çok istediğini söylüyor. Araştırmacılar, geçtiğimiz yaz aylarında bu konuda da ilk adımları attılar. Sol göğsünün etrafındaki sinirleri yeniden biçimlendirerek, eliyle bir yere dokunduğunda beynine giden sinyaller, dokunduğu yapıyı gerçekten de hissetmesini sağlayabilecek.

Araştırmacılar, gelecekteki kolların çok daha gelişmiş ve karmaşık olacağını söylüyor. Fakat şu andaki teknoloji bile, Mitchell için fazlasıyla iyi:

"Bu yapay kol sayesinde hayatım değişti. Günlük her türlü işi artık yapabiliyorum: yemek pişirebiliyorum, çamaşır yıkayabiliyorum, kıyafetleri katlayabiliyorum."

Araştırmacılar arasında bulunan, 46 yaşındaki biyomedikal mühendisi ve fizisyen Dr. Todd A. Kuiken, bu kolun 20 yıllık biyonik kol teknolojisinin son ürünü olduğunu söylüyor. O zamandan beridir laboratuvar bu kol projesi için toplamda 3 milyon dolar harcadı. Bunun 2 milyon doları Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından karşılandı.

Sinir sistemimiz, sıradan biyokimyasal tepkimelerle çalıştığı için, mühendislik ürünü olan elektronik devrelerimizle, sinirlerden gelen verileri okuyup, sinirlere bilgi iletmeleri için sinyaller gönderebiliyoruz. Dolayısıyla, tüm karmaşık yapılarına ve 4 milyar yıllık evrimsel sürecin ürünü olmalarına rağmen, sinir sistemi bile basit sayılabilecek bir mantık ile çalışıyor ve kolaylıkla manipüle edilebiliyor. Bilim insanları, bu manipülasyon sayesinde, bozulan her parçamızın yerine yenilerini koyabilecekleri günler için çalışmalarını sürdürüyorlar.