bugün

sevgilisinin doğum gününü unutan şaşkın bireyin yaldır yaldır caddeleri topuklarken tüm hediyelik eşya satan dükkanların kapandığını farketmesi, ani bir kararla mahallenin parkına yönelmesi, orada ekili olan çiçekeleri, çimenleri hızla yolmaya başlaması ve ne yazık ki parkın bekçisine yakalanması, ona derdini bir türlü anlatamaması, bekçinin gencin peşini bırakmaması ve buluşma mekanına birlikte gitmeleri sonucu oluşabilecek durumdur.
--iç ses--
*
--iç ses--
-ooo nurten...meraba aşkım
-saat kaç?!
-dokuz abla...
-aaa bu kim osman?
-eee...öeeee...hediyen aşkım..eheeee
-ne yapayım ben bu adamı? osman manyak mısın sen?
-ben de öyle dedim abla, manyak mısın niye yoluyon o güzel çiçekleri dedim.
-unuttun değil mi yine doğum gününü?
-ya aşkım şimdi şööö...
-abla aç aç beklemişsindir şimdi sen, al abla sabah simidimi saklamıştım.
-sağool...adın ne?

biraz uzaklaşırlar elemandan

-süleyman, abla...sen bu çocukta ne buldun abla?
-ay ne bileyim, takılıyorduk işte
-noluyo yaaa, alo bekçi mekçi dinlemem dalarım
-osman kendine gel! bak adam simidini bile paylaştı benle
-abla bizim parkta genç bi çocuk var adı halim...bekar da...
-lan alo! şıllık nurten!
-abla çok kaba bu ya
-baş ver onu sen süleyman abi, halim mi demiştin?
-heee osmanın yolduğu çiçekleri daha bu sabah dikmişti.
(bkz: doğum gününde sevgiliye alınacak hediyeler)
bekçinin ayazda kalmamasına dikkat edilmelidir. böyle başa böyle tarak.
sevgili derhâl bu hediyeyi değerlendirip, ayazda bırakacaktır kıymetli bekçi kardeşimizi.