bugün

bu gün şahit olduğum, ekranın sağ üst köşesine bakıp adana yazısını aradığım olaylar zinciridir.

direksiyon sınavına girenler bilir; bölgeye çadırlar kurulur, direksiyon kursunda ki sekreter ablayı bile oraya getirirler...çaylar, kahveler, meyve suları...
arkadaşımı sınav için götürdüm o da yarım saat sürüp geleceğim sen de çay kahve iç dönüşü de beraber yapalım olur mu kankam dedi? bende baktım beleş çay var tamam len dedim hadi kap da gel ehliyeti...
bizim arkadaş sağa sinyal verip sol şeride geçerek sınava başladığında aslında biraz huylandım ama neyse dedim bir çay daha lütfen..
aslında iyi çocuktur bizim rıza, sadece biraz aklı beş karış havadadır...
25 dakika geçmişti ki, karşı yolda şeritte gördüm bizim rızayı...
ne ara da yaptırdıysa bilmem (önemli not: dayısı sanayici) arabaya havalı korna taktırmış basa basa geliyor...
sekreter ablaya dedim, abla çayları tazele geliyor bizimkiler...
ancak bir anda garip bir şey hissettim... gün içerisinde hiç bu kadar saçma bir şey görmemiştim...
2 tane turist kız ve birde yancıları uzun saçlı erkek el ettiler bizim rızanın arabasına...
üzerinde ki "sürücü adayı" yazısını "taxi" sandılar ellam...
fatihe yarım şarabını veren kenan komutan gibi bağırdım birden :"hayırrrr olamazzz olamazzz"
sınavın bitmesine sadece 100 m vardı... işin kötüsü kızlarla rızanın arasında ise 50m...
acı bir fren sesi duyuldu önce...
rızanın camı açıp "are you disco" diye sorması hala aklıma geliverir...
allahım inşallah kız olumsuz bir cevap verir ve bizim ki ikinci soru olan "are you cola" sorusuna geçer derken olanlar oldu...
sınav komisyon başkanı adamların sırt çantasını bagaja yüklüyordu stepneyi de yer açılması için yolun kenarına fırlatıverdi...
hepimiz şaşkındık... şimdi ne olacaktı?
emniyet kemerine "ehliyet kemeri" diyen rıza sınavdan mı kalacaktı?
buna izin veremezdim elbette... elimde ki çayın son fırtını alıp karşı yola doğru koştum... koştum... koştum...
tsubasanın kaleye koşması gibi bir şey oldu ama kimse kimseye yetişemedi...
rıza iki turist kızı ve sınav komisyon başkanını alıp tozu dumana katacakken rampada arabayı istop ettirdi...
başkan bu duruma çok sinirlenmişti... ama yine de bozuntuya vermemeye çalıştı...
rıza bana bir bakış attı... bu güne kadar ki iyi arkadaşlığım için teşekkür etti ama arabada daha fazla erkeğe yer olmadığını durumu anlamam gerektiğini bana anlattı... tamam dedim bende bakışlarımla... tamam rıza... sen mutlu ol yeter ki...
rıza, başkan ve iki adet meksikalı kızın aynı araba içinde olması...
kafalar karışıktı, yürekler dağlanmış, bir daha hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağı düşünülmüştü...
geçtim kendi arabama açtım müslüm babadan "nilüfer"şarkısını...
rızanın oturduğu muavin koltuğuna gitti gözlerim... birde dışarıda kızlarla birlikte gelen ama dışarı kalan o uzun saçlı adama...
camı açıp gel dedim... "gamooon"
gitarını arabanın arkasına atıp filmlerde ki gibi güzel biniş yapacakken bizim şahinin kapısı açılmadı...
yabancı konut koruma kilit sistemi var diyecek ingilizce bende olsa da onda bunu anlayacak kapasite olmadığı için sustum... teyibin sesini açıp o kalabalığın içinde kaybolduk...
ah ulan rıza...
gelinde ebenizin amını göstereyim size orospular.
ibretlik durumdur.
amına kodumun rızasının yaptığı eylemdir.

iki kız bi sınav müdürü için kankasını satan rıza senin ben kafana tüküreyim.

ayıp eylemdir.
ah ulan rıza dedirten olaydır.
otostop çekenlerin niyetinin sorgulanması gereken durumdur.
Yer varsa alırsın arabada. Ama zaten dolu gidip veriyorsun sınavı hep
(bkz: kendi başlığına aylar sonra kahkaha atmak)
~yabancı konut koruma kilit sistemi var diyecek ingilizce bende olsa da onda bunu anlayacak kapasite olmadığı için sustum.. diyerek büyüklüğünü göstermişsin helal olsun be!