bugün

türk futbolunu kaosa sokan şike soruşturmasının çözümsüzlüğünde tüm eleştirilerin hedefindeki adam yıldırım demirören'in bu işte tek suçlu olmadığı gerçeğidir.

şike soruşturması ne zaman başladı? 3 temmuz 2011'de...

o zaman tff'nin başında mehmet ali aydınlar vardı, ve aylarca bu işi basiretsiz bir şekilde yürütemedi, en nihayetinde de tff genel kurulunda yapılan oylama ile gitmesi farz oldu...
mehmet ali aydınlar en geç ağustos sonu/eylül başında şayet fenerbahçe, trabzonspor, beşiktaş'ın fişini çekmiş olsaydı bu takımlar bu sezon bank asya'da mücadele etmiş olsaydı, şimdi süper lige çıkmayı garantilemiş olacaklar, birkaç ay içinde de herşey normale dönmüş olacaktı...

ama yapmadı...yapamadı...
digitürk bastırdı, taraftarlar bastırdı, yapamadı mehmet ali...
yapmadı da ne geçti eline?
trabzon ne yaptı bu sene? hiç...
beşiktaş ne yaptı bu sene? hiç...
fener ne yaptı? o da aslında hiç...süper final uydurulmasaydı galatasaray açık ara şampiyon değil miydi?

yani bu düşürülen kulüplerimizin bir kaybı olmayacaktı yayın gelirlerinden başka. o da hepi topu 1 sene...
sonra dava tabi devam ediyor, şayet haklılarsa o kayıplarını da misli misli telafi edebileceklerdi.

ama ne oldu?
şimdi türk futbolu avrupa'ya gidememe tehlikesiyle karşı karşıya.
avrupa'ya gidemeyen kulüpler kadrolarında kaliteli futbolcu barındırır mı? asla...
kalitesiz takımlardan oluşan ligden digitürk fayda sağlar mı? katiyyen.

yani bu durumda 1 sene heba olmasın diye neredeyse türk futbolunun 10 yılı yok olacak.
o zaman digitürk mü kalacak?

maçlar kerhen trt'den yayınlanır tekrar. hem de dönüşümlü olarak.

yıldırım demirören için hala herşey bitmiş değil.
bugün bu kulüpler hakkında düşme kararı alsa(ki 58. madde buna hükmediyor zaten) kaybımız en fazla 1 sene olur yine.
1 sene kaybettik, 1 sene daha kaybedelim.

ama 10 sene kaybetme lüksümüz yok...
samimi olmak gerekirse asıl suçlu şike yapan kulüpler ancak hem aydınlar hem de demirören masaya yumruklarını vurup net bir karar alamamışlardır.

onlara karar almamaları için pislik içinde olan çevrelerce baskı yapılmıştır ancak ne olursa olsun masaya yumrukları vurmaları gerekirdi.

bu süreçte kulüpler birliği de federasyonun arkasında duramamıştır.
en büyük eyyamcı zaten aydınlar, sürecin bu kadar uzamasının, cezaların(!) komikleşmesinin, play-off saçmalığının ve daha sayamadığım bütün saçmalıkların tek sorumlusu o aydınlar denen uyuz adamdır.