bugün
- en dindar özelliğiniz18
- yorgun mermi9
- düşün ki o bunu okuyor8
- anın görüntüsü20
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım12
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek12
- kızların mesajlara geç cevap vermesi11
- bacağa kramp girmesi10
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu9
- zall beceremiyorsan bırak git11
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz10
- erkeklerin sadakatsiz olması20
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim12
- türkiye den soğuma sebepleri22
- anneler günü12
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar21
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- beni özlediniz mi doğru söyleyin15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak19
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması24
- karşı cinse giyim önerileri19
- ismet gurbuz 202411
- sözlüğe kız getirmek10
- okul müdürü nasıl korunabilirdi16
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek8
- bir erkeği cezbeden şeyler12
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- icardi1905'in sözlüğü bozması25
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız15
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler9
- cami tuvaletinin paralı olması14
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- platonik aşkın kalp kıran davranışları13
- eric bana9
Karadeniz daha bir hırçın bugün. Daha bir hüzünlü, öfkeli. Daha bir anne, daha bir baba. Dev dalgaları özlemle vuruyor kıyıya... Daha bir gururlu, daha bir onurlu. Karadeniz daha bir hasret... inceden bir sızı...
Karadeniz, evrensel sulara saldığı özgür çocuğuna ağlıyor. iki yıl önce 25 Haziran'da o amansız hastalığın, kanserin aramızdan aldığı Karadenizli müzisyen Kazım Koyuncu'nun ölüm yıl dönümü bugün.
"...Ben sadece, ben sadece ben olmak istiyorum."
Denizin çocuğu şarkılarını seslendirirken o denli kendi gibiydi ki... Karadeniz sesinde dalgalanır, sesinde durulurdu.
"... Bir müzisyenim, ondan sonra bir Karadenizliyim ama hepsinin ötesinde bir devrimciyim. Ve gerçekten doğru bildiğim bir şeyi ortaya koymaktan çekinmem." diyen Kazım Koyuncu, halkların kardeşliği adına, aşk ve sevgi adına, özgürlük adına elinden geleni ardına koymadı. Siyanürlü altın aramalarına karşı soluğu Bergama'da aldı. Karadeniz'in doğasını katledecek Fırtına Vadisi´ndeki hidrolik santrale karşı hiç sessiz kalamazdı. Irak işgaline, NATO´ya karşı düzenlenen etkinliklerin de bir parçasıydı.
Kazım Koyuncu, 1986 yılında Çernobil'deki nükleer facianın kurbanlarından sadece biriydi. Nükleer patlamanın ardından kanser illeti tüm Karadeniz'i sardığı gibi onu da sarmıştı. Kansere yakalanmasının ardından da soluğu yine sahnede, insan hakları mücadelesinde, meydanlarda aldı.
Denizin çocuğu, istanbul'daki Yeni Melek Gösteri Merkezi'ndeki son konserine "En iyi ihtimalle Haziran ayına kadar konser veremeyeceğim. Kanser ve konser... Arada sadece bir harf farkı var. Hiçbir şey umurumda değil, ben Yeni Melek'te konserimi yapacağım. Arkadaşlarım üzülmesin, her zamanki şımarık, kendini vermiş halimle çıkıp şarkılarımı söyleyeceğim." diyerek hazırlanıyordu.
Yetmiyordu, Çernobil nükleer faciasının etkilerine kayıtsız kaldıkları gerekçesiyle yetkililerin cezalandırılması istemiyle istanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuyor, Karadeniz'de kanser araştırma merkezlerinin kurulması için çabalıyordu. Koyuncu bir röportajında şöyle diyordu: "Hepimizde tümörler var ve hayatımızın belirli dönemlerinde radyasyon veya başka etkiler tetikleyip kansere dönüştürüyor. Kaza sonrası adını anımsamadığım bir bakanın 'iyi gelir' diyerek radyasyonlu çay içmesi yalnızca bir zekâ sorunu değil, suçtur. Çernobil'den sonra erken teşhisler için rehabilitasyon merkezleri kurulabilir, belki binlerce insan ölmezdi. Hangi şehirde, kaç insan kansere yakalanmış gibi bir istatistik bile yapılmamış. Bu ülkenin politikacılara, yalancılara ihtiyacı yok. Ben böyle duyarsız yöneticilerin halk düşmanı olduklarını düşünüyorum."
Rock müziğinin dinamizmini Karadeniz insanının enerjisiyle örtüştürerek, Türkiye'nin ilk laz-rock grubu (Denizin Çocukları) Zugaşi Berepe'yi kuran Kazım Koyuncu genç yaşta hayatını kaybetti. Gerek grup gerek solo çalışmalarıyla laz müziğinin ve kültürünün gelişmesinde büyük katkı sağlayan Koyuncu'nun bir seveninin dediği gibi... "Çernobil bir tek şarkılarını zehirleyemedi..."
"Dünyada bir yerdeyim ben
Yol kenarlarındaki su birikintilerindeyim
Yerim yurdum yoktur benim
Yarim yurdum yoktur benim
Sadece gökyüzüne göreyim
Uzak yerler çeker beni
isterim ki gemilerle gideyim
Bugün burda şarkılar söylerim
Ben kendime şarkılar söylerim
Ama yarın hiçbir yerdeyim."
Söz: Ali Elver - Kazım Koyuncu
Müzik: Kazım Koyuncu
* * * * * * * * * * * * * * *
Jülide KAYA
Gazeteport
Karadeniz, evrensel sulara saldığı özgür çocuğuna ağlıyor. iki yıl önce 25 Haziran'da o amansız hastalığın, kanserin aramızdan aldığı Karadenizli müzisyen Kazım Koyuncu'nun ölüm yıl dönümü bugün.
"...Ben sadece, ben sadece ben olmak istiyorum."
Denizin çocuğu şarkılarını seslendirirken o denli kendi gibiydi ki... Karadeniz sesinde dalgalanır, sesinde durulurdu.
"... Bir müzisyenim, ondan sonra bir Karadenizliyim ama hepsinin ötesinde bir devrimciyim. Ve gerçekten doğru bildiğim bir şeyi ortaya koymaktan çekinmem." diyen Kazım Koyuncu, halkların kardeşliği adına, aşk ve sevgi adına, özgürlük adına elinden geleni ardına koymadı. Siyanürlü altın aramalarına karşı soluğu Bergama'da aldı. Karadeniz'in doğasını katledecek Fırtına Vadisi´ndeki hidrolik santrale karşı hiç sessiz kalamazdı. Irak işgaline, NATO´ya karşı düzenlenen etkinliklerin de bir parçasıydı.
Kazım Koyuncu, 1986 yılında Çernobil'deki nükleer facianın kurbanlarından sadece biriydi. Nükleer patlamanın ardından kanser illeti tüm Karadeniz'i sardığı gibi onu da sarmıştı. Kansere yakalanmasının ardından da soluğu yine sahnede, insan hakları mücadelesinde, meydanlarda aldı.
Denizin çocuğu, istanbul'daki Yeni Melek Gösteri Merkezi'ndeki son konserine "En iyi ihtimalle Haziran ayına kadar konser veremeyeceğim. Kanser ve konser... Arada sadece bir harf farkı var. Hiçbir şey umurumda değil, ben Yeni Melek'te konserimi yapacağım. Arkadaşlarım üzülmesin, her zamanki şımarık, kendini vermiş halimle çıkıp şarkılarımı söyleyeceğim." diyerek hazırlanıyordu.
Yetmiyordu, Çernobil nükleer faciasının etkilerine kayıtsız kaldıkları gerekçesiyle yetkililerin cezalandırılması istemiyle istanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuyor, Karadeniz'de kanser araştırma merkezlerinin kurulması için çabalıyordu. Koyuncu bir röportajında şöyle diyordu: "Hepimizde tümörler var ve hayatımızın belirli dönemlerinde radyasyon veya başka etkiler tetikleyip kansere dönüştürüyor. Kaza sonrası adını anımsamadığım bir bakanın 'iyi gelir' diyerek radyasyonlu çay içmesi yalnızca bir zekâ sorunu değil, suçtur. Çernobil'den sonra erken teşhisler için rehabilitasyon merkezleri kurulabilir, belki binlerce insan ölmezdi. Hangi şehirde, kaç insan kansere yakalanmış gibi bir istatistik bile yapılmamış. Bu ülkenin politikacılara, yalancılara ihtiyacı yok. Ben böyle duyarsız yöneticilerin halk düşmanı olduklarını düşünüyorum."
Rock müziğinin dinamizmini Karadeniz insanının enerjisiyle örtüştürerek, Türkiye'nin ilk laz-rock grubu (Denizin Çocukları) Zugaşi Berepe'yi kuran Kazım Koyuncu genç yaşta hayatını kaybetti. Gerek grup gerek solo çalışmalarıyla laz müziğinin ve kültürünün gelişmesinde büyük katkı sağlayan Koyuncu'nun bir seveninin dediği gibi... "Çernobil bir tek şarkılarını zehirleyemedi..."
"Dünyada bir yerdeyim ben
Yol kenarlarındaki su birikintilerindeyim
Yerim yurdum yoktur benim
Yarim yurdum yoktur benim
Sadece gökyüzüne göreyim
Uzak yerler çeker beni
isterim ki gemilerle gideyim
Bugün burda şarkılar söylerim
Ben kendime şarkılar söylerim
Ama yarın hiçbir yerdeyim."
Söz: Ali Elver - Kazım Koyuncu
Müzik: Kazım Koyuncu
* * * * * * * * * * * * * * *
Jülide KAYA
Gazeteport
güncel Önemli Başlıklar