bugün

Karadeniz daha bir hırçın bugün. Daha bir hüzünlü, öfkeli. Daha bir anne, daha bir baba. Dev dalgaları özlemle vuruyor kıyıya... Daha bir gururlu, daha bir onurlu. Karadeniz daha bir hasret... inceden bir sızı...

Karadeniz, evrensel sulara saldığı özgür çocuğuna ağlıyor. iki yıl önce 25 Haziran'da o amansız hastalığın, kanserin aramızdan aldığı Karadenizli müzisyen Kazım Koyuncu'nun ölüm yıl dönümü bugün.

"...Ben sadece, ben sadece ben olmak istiyorum."
Denizin çocuğu şarkılarını seslendirirken o denli kendi gibiydi ki... Karadeniz sesinde dalgalanır, sesinde durulurdu.

"... Bir müzisyenim, ondan sonra bir Karadenizliyim ama hepsinin ötesinde bir devrimciyim. Ve gerçekten doğru bildiğim bir şeyi ortaya koymaktan çekinmem." diyen Kazım Koyuncu, halkların kardeşliği adına, aşk ve sevgi adına, özgürlük adına elinden geleni ardına koymadı. Siyanürlü altın aramalarına karşı soluğu Bergama'da aldı. Karadeniz'in doğasını katledecek Fırtına Vadisi´ndeki hidrolik santrale karşı hiç sessiz kalamazdı. Irak işgaline, NATO´ya karşı düzenlenen etkinliklerin de bir parçasıydı.

Kazım Koyuncu, 1986 yılında Çernobil'deki nükleer facianın kurbanlarından sadece biriydi. Nükleer patlamanın ardından kanser illeti tüm Karadeniz'i sardığı gibi onu da sarmıştı. Kansere yakalanmasının ardından da soluğu yine sahnede, insan hakları mücadelesinde, meydanlarda aldı.

Denizin çocuğu, istanbul'daki Yeni Melek Gösteri Merkezi'ndeki son konserine "En iyi ihtimalle Haziran ayına kadar konser veremeyeceğim. Kanser ve konser... Arada sadece bir harf farkı var. Hiçbir şey umurumda değil, ben Yeni Melek'te konserimi yapacağım. Arkadaşlarım üzülmesin, her zamanki şımarık, kendini vermiş halimle çıkıp şarkılarımı söyleyeceğim." diyerek hazırlanıyordu.

Yetmiyordu, Çernobil nükleer faciasının etkilerine kayıtsız kaldıkları gerekçesiyle yetkililerin cezalandırılması istemiyle istanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuyor, Karadeniz'de kanser araştırma merkezlerinin kurulması için çabalıyordu. Koyuncu bir röportajında şöyle diyordu: "Hepimizde tümörler var ve hayatımızın belirli dönemlerinde radyasyon veya başka etkiler tetikleyip kansere dönüştürüyor. Kaza sonrası adını anımsamadığım bir bakanın 'iyi gelir' diyerek radyasyonlu çay içmesi yalnızca bir zekâ sorunu değil, suçtur. Çernobil'den sonra erken teşhisler için rehabilitasyon merkezleri kurulabilir, belki binlerce insan ölmezdi. Hangi şehirde, kaç insan kansere yakalanmış gibi bir istatistik bile yapılmamış. Bu ülkenin politikacılara, yalancılara ihtiyacı yok. Ben böyle duyarsız yöneticilerin halk düşmanı olduklarını düşünüyorum."

Rock müziğinin dinamizmini Karadeniz insanının enerjisiyle örtüştürerek, Türkiye'nin ilk laz-rock grubu (Denizin Çocukları) Zugaşi Berepe'yi kuran Kazım Koyuncu genç yaşta hayatını kaybetti. Gerek grup gerek solo çalışmalarıyla laz müziğinin ve kültürünün gelişmesinde büyük katkı sağlayan Koyuncu'nun bir seveninin dediği gibi... "Çernobil bir tek şarkılarını zehirleyemedi..."

"Dünyada bir yerdeyim ben
Yol kenarlarındaki su birikintilerindeyim
Yerim yurdum yoktur benim
Yarim yurdum yoktur benim
Sadece gökyüzüne göreyim

Uzak yerler çeker beni
isterim ki gemilerle gideyim
Bugün burda şarkılar söylerim
Ben kendime şarkılar söylerim
Ama yarın hiçbir yerdeyim."

Söz: Ali Elver - Kazım Koyuncu
Müzik: Kazım Koyuncu

* * * * * * * * * * * * * * *



Jülide KAYA
Gazeteport