bugün

bozuktur efenim, farkında olmadan zamanla yarışa girer kısa zamanda maksimum sosyallik ugruna yardırır bu ugurda bankta pazar gününü degerlendiren insanlarla tanısıp carsı iznine renk katmaya calısır.

yogun gecen bir hafta sonrası pazar gününün hayallerini yapan bunyem pazar sabahı askere gittiği rüyasını görerek başladıgı günden hala umutludur, önceden yapılımış programda değişiklikler olmustur, sorun değildir hersey güzel olacaktır nihayetinde yüksel sokagındaki bankta arkadasla çevreyi irdelerken yaklasan harbiyeli yunus kişisi yaklaşık 2 saatlik askerlik anılarıyla mükemmel pazar günümü baltalamış fakat teslim olması gerceğini hatırladıgında zafer yine benim olmuştur.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
(bkz: etmemegötmeme)
askerin kafasında şöyle bir oto-liste* oluşturan psikolojidir;

1- para çek
2- kahvaltı yap
3- evi ara
4- sevdiceği ara msn'e gelsin
5- internet cafede (8 saat)
6- yemek ye
7- parkta otur (5 saat)
8- birliğe teslim ol.

aslında bu listeye her seferinde uymamaya yemin etse de, gidip ortam yapacağım, kız ayarlayacağım dese de ayakkabının içine sokulan bulvar gazetesi ile birliğe dönülür. genelde bu psikolojide nedense bir insan dışı içgüdüyle toplu halde 4-5 kişi birlikte gezme sevdası vardır. amaçsızca parkta oturabilirler çünkü beklemek onlar için sıkıcı değildir
(bkz: nöbet)

çarşıdan geri dönüş psikolojisi de ayrı bir olaydır. bu olay uzun uzadıya irdelenebilir ancak bir örnek vermeık gerekirse; eline şeker verilmiş bir çocuğun sevincini aklınıza getirin. şimdi elinden şekeri çekip alın. yaa.. işte böyle koyar adama.