bugün

anlaşılması güç bir özgüvendir. altında çiçekli şalvarı, üzerinde 6 tane yeleği, sırtında kocaman bohçasıyla, kimseyi umursamadan sokaklarda bağıra çağıra ''bohççaaciiğğeeee gelldii haaanımmmm'' diye ara ara yırtınması, boş bakışlarla esnafı kesmesi, hiç tanımadığı mahallede, sokakta, bir sigara yakıp azıcık soluklanırken sergilediği rahat ve kendinden emin duruş... bu özgüvene saygı duymamak elde değil...
daha da ötesi, her çağrılan eve korkmadan girmesidir. hani çağrılan yer tekin bir yer mi, evin hanımı tekin biri mi ya da hepsinden geçtim ev diye girip başka bir yer çıkma ihtimali yok mu gibi sorular sormuyor mu kendisine diye düşündürür insana. satış eğitimi vermesi gereken kişilerdir o ayrı. ben erkek halimle, insanlardan çekinir durumdayken, bohçacı bayan haliyle nasıl bu kadar cesur ve cikletli bilemiyorum. belki de kaybedicek bir şeyim yok mantalitesi de olabilir tabi bilemeyiz.

not:yerinde tespit.

(bkz: tebrik eder başarılarının devamını dilerim)